Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16775 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 14613 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı dava dilekçesinde, davalı ile gayriresmi evliliklerinden 3 çocuklarının olduğunu, 6 yıl önce ayrıldıklarını, ayrılırken 3 çocuğunu da yanına aldığını ve o tarihten bu yana çocuklarına kendisinin baktığını, davalının maddi-manevi olarak çocuklarla hiçbir şekilde ilgilenmediğini, davalıdan çocukları için 250,00 şer TL nafaka talep ettiğini beyan etmiştir.Davalı cevap dilekçesi ibraz etmemiş ve duruşmalara katılmamıştır.Mahkemece müşterek üç çocuğun her biri için aylık 200,00'er TL den olmak üzere aylık toplam 600,00 TL nafakaya karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.Somut olayda, davalının davacıyla gayriresmi birlikteliğinden olan ve davalı tarafından tanınarak nüfusa kaydı yapılan 1997 doğumlu..., 2000 doğumlu... ve 2007 doğumlu ... adında müşterek çocuklarının bulunduğu, çocukların davacı anneleri ile birlikte yaşadığı, davacının ev hanımı olduğu, annesine ait evde 200 TL kira karşılığı oturduğu, davalının yargılama sırasında hükümlü olarak Kozan açık cezaevinde bulunduğu daha sonra tahliye olduğu, bu nedenle sosyal ve ekonomik durumunun tespit edilemediği anlaşılmaktadır.Mahkemece, davalının ekonomik ve sosyal durumu, gelir ve giderleri araştırılmadan, davacının beyanlarına dayanılarak hüküm kurulması hatalıdır.O halde mahkemece yapılacak iş; davalının ekonomik ve sosyal durumunun, gelir ve giderlerinin, taşınmaz, araç, banka hesabı sahibi olup olmadığı, bakmakla yükümlü olduğu kişi sayısının ayrıntılı olarak araştırılması, gelen cevaplara göre iştirak nafakasının takdir edilmesi gerekir iken, bu şekilde ayrıntılı bir araştırma yapılmaksızın varsayıma dayalı bir bedelin iştirak nafakası olarak takdir edilmiş olması TMK. 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.