Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16771 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 14070 - Esas Yıl 2013





...Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 02/12/2010 tarihinde .... ait .... plakalı 2010 model aracı .... kimliğini ibraz eden şahsa ödediğini, satış işleminin ....kimlik ve otonun ruhsatı ibraz edilerek işlemin gerçekleştiğini, daha sonra.... kendisini arayarak aracın kendisine ait olduğunu, satışı yapan kişinin kendisi olmadığını, aracın sahte belgeler ile satıldığını söylediğini, noterliğin gerekli dikkat ve özeni göstermediğini, noterlik tarafından sahte belgelere dayanılarak işlem yapıldığını, olayda gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek işlem yapan ve kusurlu olan noterin doğmuş olan zararı tazmin etmesinin gerektiğini, bu nedenlerle 23.320,00 TL bedelin tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin nüfus cüzdanını incelediğini, tarafların beyanını aldığını, taraflara okutup imzalattırdığını, dava dışı 3. şahısların dolandırıcılık fiilleri, davacının ve 3. şahısların ağır ve müteferrik kusurları müvekkilin olayla ilgili var olduğu iddia edilen sorumluluğu ile zarar arasındaki illiyet bağını kestiği, dava konusu olayda kimliği kullanılan 3. şahsın nüfus bilgilerinin birebir kopyalanarak aslına uygun şekilde doldurulduğu, ruhsat bilgileri ve kimlik bilgileri ile de uyumlu olduğunu, bir kamu görevi yürüten davalının eylemi ile davacının iddia ettiği zararın meydana gelmesinde uygun illiyet bağının bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir. Mahkemece, satış işlemleri sırasında ....'nın kimlik bilgilerinin mernis kayıtları ile örtüştüğü ve noterin eylemi ile davacının uğradığı zarar arasında nedensellik bağı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, noterin kusursuz sorumluluğuna dayalı tazminat talebine ilişkindir..... 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 162.maddesine göre, ''Noterler bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar''. Bu maddeye göre noterlerin sorumluluğu Kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumlulukta ise zarar gören kişinin kusurun varlığını ispat etmek zorunluluğu yoktur, aksine kusursuz sorumlu olan davalının (noterin) olayla zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmadığını kanıtlaması gerekir. Sorumluluk Hukukunun önemli ögelerinden biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır. Teoride ve uygulamada; mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusuru ile illiyet bağı kesilir ve kusursuz sorumlu olan kişi sorumluluktan kurtulur. Somut olayda, davacının 02.12.2010 tarihinde .... ait .... plakalı aracı.... olduğunu söyleyen ve ....kimliğini kullanan şahıstan 23.000,00 TL bedelle sahte araç ruhsatı ile satın aldığı, bu satış işleminin ... tarafından yapıldığı, satış işlemi sonrası satışı yapanın araç sahibi ... olmadığı ve aracın davacıdan alınarak gerçek araç sahibi ... teslim edildiği anlaşılmaktadır. 08.01.2013 tarihli bilirkişi raporu ile, satış işlemlerinde kulanılan .... ait nüfus cüzdanı fotokopisi üzerinde yapılan inceleme neticesinde, nüfus cüzdanının aldatma kabiliyetinin olduğu kanaatine varılmıştır. Aracın satışı sırasında kullanılan sahte ruhsata ilişkin dosya içerisinde herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı gibi, bu ruhsatla ilgili herhangi bir bilirkişi incelemesi de yapılmamıştır. Her ne kadar mahkemece, davalı noterin sorumluluğu noktasında satış işlemi sırasında kullanılan sahte nüfus cüzdanı ile ilgili bilirkişi raporu aldırılmış ve bu rapor doğrultusunda hüküm tesis edilmiş ise de, bilirkişi raporunda davalı noterin sahte belgeyi anlamasının mümkün olup olmadığı irdelenmemiş olup, bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve bilimsel verilere uygun değildir. Ayrıca, 02.12.2010 tarihli Araç Satış Sözleşmesinde, satıcı ....'nın soyadını "...." olarak yazdığı görülmektedir. Noterin sorumluluğu açısından değerlendirme yapılırken, sözleşmede bulunan bu hatalı yazım mahkeme kararının gerekçesinde tartışılmamıştır. O halde mahkemece yapılacak iş; 02.12.2010 tarihli Araç Satış Sözleşmesi aslı ve satıcı ....ı adına düzenlenmiş sahte kimlik belgesi, sahte araç ruhsatı getirtilerek veya davalı noterde bulunan örnekleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak, sözkonusu satıcı adına düzenlenmiş sahte kimlik belgesinin ve sahte araç ruhsatının iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı, davalı noterin sahte belgeyi anlamasının mümkün olup olmadığı ve davalı noter yönünden, üçüncü kişinin (haksız fiil faili) kusurlu eylemi ile davalı noterin kusursuz sorumluluğunu ortadan kaldıracak şekilde illiyet bağının kesilip kesilmediği hususlarında yeterli ve Yargıtay denetimine uygun bilirkişi raporu aldırılarak, ayrıca satıcının soyadını sözleşmede "Hsırcı" olarak yazmasına rağmen noterin bu yazım hatasını fark etmemesinin noterin sorumluluğuna herhangi bir etkisinin bulunup bulunmadığı da karar gerekçesinde tartışılarak, sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yeterli olmayan bilirkişi raporuna ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.....-3-Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.