Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16768 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11691 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : AMASYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/03/2015NUMARASI : 2014/993-2015/518Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalının 4 yıl önce müşterek konuta başka bir kadın getirerek birlikte yaşamaya başladığını, bu süre zarfında müvekkilinin mevcut duruma katlandığını, davalının ve birlikte yaşadığı kadının, yaklaşık 4 ay önce, müvekkiline hakaret ve ölümle tehdit ederek müşterek konuttan kovduklarını, davalının maddi destekte bulunmadığını, müvekkilinin, kardeşinin maddi yardımıyla ayrı yaşamakta olduğunu belirterek aylık 1.500TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; davacının 50 yıllık eşi olduğunu, kendi hatası sonucu evden ayrıldığını, müşterek konuta gelebileceğini, Emine isimli bayanın müşterek konutu temizlemek için bakıcı olarak geldiğini, bu kadınla ilişkisi olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacı lehine dava tarihinden itibaren aylık 250,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.4721 sayılı TMK'nun 186/3.maddesinde; eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katılacağı ifade edilmiş, 197/2.maddesinde de; birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır, denilmiştir.Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı (koca) evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK.186/son) Davacı (kadının) belirli bir gelirinin bulunması, hatta gelirinin davalı kocadan fazla bile olması davalı kocayı ortak giderlere (elektrik, su, telefon, yakıt, kira parası vs.) katılma yükümlülüğünden tamamen kurtarmaz. Kadının gelirinin bulunması nafaka takdirine engel değildir.Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.Somut olayda, tarafların yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmalarından; davacının çalışmadığı, kardeşinin yanında yaşadığı, 68 yaşında olduğu ; davalının ise emekli olup 900TL maaşı ile 25 dönüm tarlası ve 1 traktörünün olduğu, kendisine ait köydeki evinde yaşadığı, 69 yaşında olduğu anlaşılmaktadır.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve özellikle davalının gelirine göre takdir edilen tedbir nafakasının miktarı hak ve nesafete uygun olmayacak şekilde düşüktür. Tedbir nafakasının miktarının tayin edilmesinde davalının gelirinin ve tarafların birlikte yaşadıkları sırada sürdükleri yaşam koşullarının dikkate alınması gerekir.Mahkemece; davacı tarafın geçimi ve bakımı için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, davacı için daha yüksek tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.