Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16762 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20503 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANAMUR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/11/2013NUMARASI : 2013/111-2013/885Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalı kurum tarafından, 2008 yılı 1. dönem elektirik tüketim bedeli hesaplamasının, 0,28 çarpanı ile çarpılması gerekirken, 0,42 çarpanı ile çarpılarak, 36.403 TL yerine 54.605 TL; 2008 yılı 11. dönem elektirik tüketim bedeli hesaplamasının ise, 0,28 çarpanı ile çarpılması gerekirken 0,56 çarpanı ile çarpılarak 14.607 TL yerine 21.911 TL hesaplama yapıldığı, tespit edilen miktarların işlemiş faizi ile birlikte 2008 yılı 1. dönemi için 81.453,20 TL, 2008 yılı 11.dönemi için 27.426,87 TL tahakkuk yapıldığını, 25.506 TL fazla tahakkuk ve ayrıca faiz hesaplaması yapıldığını belirterek 76.516 TL tahakkuk bedelinden borçlu olmadığının tespiti ile lehine, %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ........... numaralı ticarethane abonesi olduğunu, dava konusu kaçak tahakkuk bedelleri dışında kuruma borçları bulunduğunu, davacı hakkında 12.01.2008 tarih 3108 seri numaralı ve 21.11.2008 tarih 6529 seri numaralı kaçak tespit tutanakları tutulduğunu, 622 sayılı kurul kararına istinaden hesaplama yapıldığını, davacının söz konusu tahakkuklara süresi içerisinde itiraz etmediğini, hesaplamanın mevzuata uygun yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının elektrik kullanımına ilişkin 2008/1 dönemine ait 14.02.2008 son ödeme tarihli 54.605,51 TL faturadan 12.863,80 TL, 2008/11 dönemine ait 15.12.2008 son ödeme tarihli 21.911,10 TL faturadan 5.013,61 TL olmak üzere toplam 17.877,41 TL' den borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Dava, davalı kurum tarafından, davacı hakkında tahakkuk ettirilen kaçak elektrik bedeline ilişkin menfi tespit isteminden ibarettir.4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, yine 13. madde b bendinde; Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması, kaçak elektrik tüketimi olarak açıkça belirtilmiş; 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve anılan yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararının “C) Tüketim Miktarı Hesaplama” başlıklı bölümünde; “Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen kullanım yerinde tüketilen elektrik enerjisi miktarı;1) Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13 üncü maddesinin (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde;A) Tüm müşteriler için öncelikle ihtilafsız dönemlerdeki tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre, (Kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki dönem ihtilafsız dönem olarak kabul edilir.)B) Doğru tespit edilmiş tüketim değeri yoksa;1) Meskenlerde, bağlantı gücü ve ortalama aylık çalışma saatine göre (buradaki bağlantı gücü, proje varsa projesinde belirtilen gücün kullanma faktörü olan 0,60’ı, projesi yok ise, basit yapılarda 3 (üç) kW, diğerlerinde 5 (beş) kW’ın altında olmamak üzere) yöresel özellikler ve benzer yapılar göz önüne alınarak,2) Müstakil trafolularda (müşteri veya müşteri olmayan) ölçü noktasına bakılmaksızın, besleme transformatör veya transformatörlerinin toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve ortalama aylık çalışma saatine göre,3) Meskenler ve müstakil trafolular hariç olmak üzere diğer abone gruplarında, tespit edilen kurulu gücün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve bu değer 3 kW’ın altında olmamak üzere ortalama aylık çalışma saatlerine göre hesaplanır.” hükmü yer almaktadır.Somut olaya gelince; 12.01.2008 tarih 3108 seri numaralı kaçak tespit tutanağında; "14.07.2006 tarih .......... seri nolu kaçak tespit tutanağına istinaden enerjisi kesilip mühürlenen sayacın kurum bilgisi dışında enejiyi bağlayıp kullanmak" şeklinde, 22.11.2008 tarih, 6529 seri numaralı kaçak tespit tutanağında ise; " borcundan dolayı enerjisi kesilerek mühürlenen sayacın mühürünü kırarak enejiyi açmak ve kullanmak" şeklinde tespitler yapıldığı, davalı tarafından, tutanaklara istinaden, kaçak kullanıma ilişkin tahakkuklar yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun 622 sayılı kararına göre değerlendirme yapılmadan, kaçak tespit tutanaklarında 'enejinin sayaçtan ölçülü geçtiği' tespitleri nedeniyle, sayaçla oynanmadığı, kesilen elektriğin mühür kırılarak açıldığı için usulsüz kullanıldığı, bu durumun Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 14/g maddesinde tanımlanan usulsüz elektrik kullanımı olduğu belirtilerek hesaplama yapılmış, mahkemece, bu bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiştir.Oysa, davacı tarafın, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun şekilde kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğu ve Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13./a-b maddesi hükmüne göre kaçak elektrik tüketimi olarak nitelenerek, talep edilen kaçak tahakkuk bedellerinin yönetmelik ve yukarıda açıklanan 622 sayılı kurul kararında açıklanan yöntemle hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular ile davalı vekilinin tekrarlanan kaçak kullanıma ilişkin itirazları gözetilerek, öncelikle dosyanın, önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalının davacı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı kurul kararı hükümlerine göre hesaplanması ve davalı vekilinin itirazlarının karşılanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınması, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.