MAHKEMESİ : MUŞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/03/2014NUMARASI : 2012/172-2014/183Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili kurum olan Muş Alparslan Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı Meslek Yüksek Okulu'nun su ihtiyacının müvekkili kurum tarafından inşaa edilen kuyu suyu ile sağlandığını, davalı belediyenin herhangi bir hizmetinin söz konusu olmadığını, buna rağmen davalı belediyece 01/03/2010, 05/05/2010, 22/06/2010, 20/10/2010, 15/12/2010, 16/02/2011, 26/04/2011, 16/06/2011 ve 27/09/2011 tarihlerinde olmak üzere toplam 22.992,88 TL su faturasının taahakkuk ettirildiğini, borcun varlığı hakkında hataya düşülerek, davacı kurumun, davalı belediye başkanlığına ödemede bulunduğunu belirterek, 22.992,88 TL' nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, zamanaşımına uğradığını, yapılan tahakkukların meclis kararı doğrultusunda hesaplandığını, kuyudan çıkarılan su miktarı kadar atık su üretildiğini, davacı tarafından yapılan ödemelerin ihtirazi kayıt olmaksızın yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davacı rektörlüğe bağlı bulunan Meslek Yüksek Okulunun tüm su ihtiyacının, yeterli kapasitede ve aktif olan bir su pompa ve hidrofor sistemi ile karşılandığı, aynı sistemin suyun tahliyesini de kendisinin sağladığı yani belediyenin verdiği hizmetten faydalanmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, 22.992,88 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan istirdatına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının su ihtiyacını karşılamak üzere kuyudan temin ettiği su için atıksu bedeli talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. 5393 sayılı Belediye Kanunu' nun, Belediyenin yetkileri ve imtiyazları başlıklı 15. maddesinin d bendinde 'd) Özel kanunları gereğince belediyeye ait vergi, resim, harç, katkı ve katılma paylarının tarh, tahakkuk ve tahsilini yapmak; vergi, resim ve harç dışındaki özel hukuk hükümlerine göre tahsili gereken doğal gaz, su, atık su ve hizmet karşılığı alacakların tahsilini yapmak veya yaptırmak.' şeklinde, Meclisin Görev ve Yetkileri başlıklı 18.maddesi f) bendinde 'Kanunlarda vergi, resim, harç ve katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı hizmetler için uygulanacak ücret tarifesini belirlemek.' şeklinde düzenlenmiştir. Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre; kendi taşınmazındaki kuyudan su çıkararak su kullanan kişi ve kuruluşlardan su bedeli alınamaz, ancak kendi taşınmazından çıkarılan su; lavabo, wc, mutfak, araç yıkama vs. yerlerde kullanılarak atık su (kirli su) üretilmesi ve üretilen bu atık suyunda Belediyelerin bakım ve gözetiminde olan kanalizasyon tesislerine verilmesi hâlinde atıksu bedeli alınabileceği yönündedir.Somut olayda, davacı rektörlüğe bağlı meslek yüksek okulunun su ihtiyacının davacıya ait kuyu suyundan karşılandığı, hükme esas alınan raporlardan; keşfe katılan jeoloji uzmanı bilirkişinin, kuyu suyu debisinin meslek yüksek okulun günlük su ihtiyacını karşılamaya yeteceğini, makina uzmanı bilirkişinin ise, okulda kuyudan suyu alarak mevcut binalara taşıyan, aktif halde bulunan yeterli kapasitede su pompa ve hidrofor sisteminin bulunduğunu, davacının kendi imkanları ile suyun tahliye edildiğini bildirdiği anlaşılmaktadır. Davacıya ait kuyu suyundan davalıya bağlı okulun su ihtiyacı için kullanımı ile ortaya çıkan atık (kirli) suyun nasıl ve ne şekilde uzaklaştırıldığına dair bir araştırma ve inceleme yapılmamış, mahkemece davalı tarafından herhangi bir kanalizasyon hizmetinin verilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Mahkemece, yargılama sırasında bilgisine başvurulan bilirkişiler tarafından, atık suyun nasıl ve nereye tahliye edildiğini saptanmadığı gibi talep edilen her bir dönem için denetime elverişli bir şekilde su/KSUB bedeli hesaplaması da yapılmamıştır. Atık su tüketim bedeli hesaplaması konusunda uzman bilirkişi tarafından, davalının tahakkuk ettirdiği bedelden davacının sorumlu olup olmadığının mahallinde keşif yapılarak belirlenmesi, davalının sorumlu olduğunun tespiti halinde davalı Belediye Meclis Kararı ile belirlenen ücret tarifesi üzerinden ödenmesi gereken atık su bedelinin hesaplanması gerekmektedir.Hal böyle olunca, mahkemece dava dosyasının atık su tüketim hesabı konusunda uzman bilirkişilerin de aralarında bulunduğu üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalının davacı taraftan isteyebileceği bedellerin denetime elverişli bir şekilde hesaplatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.