MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; tarımsal sulama abonesi olan davalının, elektrik tüketimi nedeniyle tahakkuk ettirilen faturaları ödemediği gibi bu amaçla başlatılan takibe de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacı tarafından takip ve dava konusu edilen faturalara ilişkin olarak menfi tesbit davası açıldığını, bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; 1.286,08 TL asıl alacak, 412,00 TL gecikme zammı ve 305,00 TL KDV yönünden itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; elektrik aboneliğinden kaynaklanan borcun tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre; davacı şirket tarafından davalı aleyhine, ....takip dosyası üzerinden, 2009/1 kaçak tahakkuku- 2009/1 kaçak ek tahakkuku ve 2009/3 otomatik dönem tahakkukuna ilişkin olmak üzere 27.657,60 TL asıl alacak, 9.968,27 TL gecikme cezası ve 1.794,29 TL KDV olmak üzere toplam 39.420,16 TL lik icra takibi başlatıldığı ve davalının itirazı üzerine takibin durmasına müteakip eldeki davanın açıldığı, davalı borçlu tarafından ise, takip tarihinden önce, takip konusu edilen faturalardan 30.01.2009 tarihli 8.447,20 TL lik kaçak ve 17.642,00 TL lik kaçak ek tahakkuku olmak üzere toplam 26.089,20 TLlik faturadan dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkin ....sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığı ve mahkemece, davalı borçlunun davacı şirkete 18.629,75 TL borçlu olduğu anlaşılmakla, 7.459,45 TL borçlu olmadığının tespitine karar verildiği ve hükmün 10.04.2012 tarihinde kesinleştiği bunun üzerine eldeki davada mahkemece, davalı borçlu tarafından menfi tesbit davasına konu edilmeyen, 2009/3 dönemine ait otomatik dönem tahakkukuna ilişkin 1.568,40 TL lik fatura yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sadece bu fatura yönünden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır..... HUMK.'nun 388. ve 389. maddeleri (HMK. 297.maddesi) gereğince, hüküm açık, sarih ve anlaşılabilir olmalıdır. Taraflara tanınan hak ve yükümlülüklerin tek tek hükümde gösterilmesi gerekir. Somut olayda, davacı şirketin talebi; 2009/1 kaçak tahakkuku- 2009/1 kaçak ek tahakkuku ve 2009/3 otomatik dönem tahakkukuna ilişkin olmak üzere 27.657,60 TL asıl alacak, 9.968,27 TL gecikme cezası ve 1.794,29 TL KDV olmak üzere toplam 39.420,16 TL nin tahsiline ilişkin başlatılan takibe yönelik itirazı iptali istemine ilişkindir. Her ne kadar takip ve dava konusu edilen faturalardan 30.01.2009 tarihli 8.447,20 TL lik kaçak ve 17.642,00 TL lik kaçak ek tahakkuku olmak üzere toplam 26.089,20 TLlik fatura, davalı borçlu tarafından açılan menfi tespit davasında değerlendirilip sonuca bağlanmış ise de, eldeki davada, menfi tespit davası ile kesinleşen hükmün de dikkate alınıp menfi tespit davasına göre eldeki itirazın iptali davasının sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu şekilde, sadece....dönemine ait otomatik dönem tahakkukuna ilişkin 1.568,40 TL lik fatura yönünden hüküm oluşturulması infazda güçlük yaratacağından mahkemece,.... Mahkemesinde görülüp kesinleşen menfi tesbit davası da dikkate alınmak suretiyle eldeki davanın sonuçlandırılması gerekmektedir. Yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.