Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16727 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13412 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İSKENDERUN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/02/2014NUMARASI : 2012/359-2014/136Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile davalı S.. S.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; davacı müvekkilinin murisi S.S.'ın, İskenderun ........ Noterliğince düzenlenen 05.07.1999 tarih ve ........ yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile İskenderun İlçesi Alakop Köyü 393 parsel numaralı taşınmaz üzerinde bulunan 130,00 metrekarelik birinci katta yer alan daireyi ve buna isabet eden arsa payının tamamını müvekkili davacıya vasiyet ettiğini; işbu vasiyetnamenin, İskenderun Sulh Hukuk Mahkemesince açılıp mirasçılara okunduğunu ve bu suretle kesinlik kazandığını belirterek, dava konusu vasiyetnamenin tenfizi ile ......... İlçesi ...... Köyü ......... parsel numaralı taşınmazın 140,00 metrekarelik kısmının tapusunun iptali ve davacı adına tesciline ve bu taşınmaz üzerinde bulunan binanın birinci katında yer alan 140,00 metrekarelik dairenin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı A.. S.., cevap dilekçesinde; davayı kabul ettiğini belirtmiştir. Davalı S.. S.. vekili, cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, ayrıca İskenderun Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/743-E. Sayılı dosyası ile vasiyetnamenin açılıp okunduğunu, davacının da diğer mirasçılarla birlikte vasiyetnameden bu suretle haberdar olduğunu ve vasiyetname içeriğine herhangi bir itirazda bulunmadığını, böylece vasiyetnamenin kesinleştiğini, bu aşamadan sonra davacının bu vasiyetnameye dayalı olarak talepte bulunmasının hukuken imkansız olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, dava konusu vasiyetnamenin kısmen tenfizine, Hatay İli, ........... ilçesi ........... köyü, ........... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan Fen bilirkişinin 02/05/2013 tarihli raporunda E1 ile gösterilen 2 katlı binanan zemin üzeri 2. Katın bulunduğu brüt 140 m2 kullanım alanlı yerin davacıya ait olduğunun tespitine, vasiyetnamenin tapuya tesciline, davacının dava konusu taşınmazın 140,00 metrekarelik kısmının davacı adına tescili isteminin ise reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı S.. S.. vekillerince temyiz edilmiştir.TMK'nun 595.maddesi gereğince; mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hakimine teslimi zorunlu olup, vasiyetname teslimden başlayarak bir ay içinde açılır ve ilgililere okunur. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar. Vasiyetnamenin iptali davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihli şerhini içerir onaylı sureti getirtilerek, dosya içine konulması gerekir. Yine vasiyetnamenin yerine getirilebilmesi (tenfizi) için ise her şeyden önce vasiyetnamenin açıldığının ve iptali için yasada öngörülen sürenin geçtiğinin belirlenmesi gerekir.Somut olayda ise; dava konusu vasiyetname, İskenderun Sulh Hukuk Hakimliği'nin 2006/743 esas, 2006/1128 karar sayılı ilamı ile açılıp okunmuş ise de hüküm taraflara tebliğ edilmemiş olup bu hali ile vasiyetnamenin açılması dosyası henüz derdest dava hükmündedir ve kesinleşmemiştir.O halde mahkemece; vasiyetnamenin açılması dosyasının kesinleşmesi bekletici mesele yapılarak, vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi şerhini içerir onaylı sureti ilgili mahkemeden getirtildikten sonra, mirasçılar tarafından yasal süre içerisinde iptal davası açılıp açılmadığı da belirlenerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.