Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16722 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13266 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; davacı banka çalışanlarından... hakkında, müşteri hesaplarından suistimal nitelikli işlemler gerçekleştirdiği gerekçesiyle ceza davası açıldığını, ... ceza davasında verdiği ifadesinde, zimmetine geçirdiği tutarlardan bir kısmını davalının hesabına havale ettiğini beyan ettiğini, yapılan incelemelerde de usulsüz işlemlere konu bir kısım paranın davalıya aktarıldığının belirlendiğini ve bu miktarın 152.050,00 TL olduğunun tespit edilmesi nedeniyle alacağın tahsili nedeniyle takip yapıldığını ancak itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında; dava konusu edilen ve banka yolu ile davalıya gönderilen paraların, taraflar arasındaki hayvan ticareti ile ilgili olduğunu, olayla ilgili ceza davasının devam ettiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kabulü ile, davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve %40 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Kural olarak, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 74.maddesi ve 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 53.maddesi gereği hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas bakımından bağımsız kılınmış ise de, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız olmayıp öğretide ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmekte olup maddi olayları ve yasak eylemleri saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliği taşıyacaktır. Her ne kadar hukuk mahkemesi, ceza mahkemesinin kararı ile bağlı değil ise de; ceza yargılamasında yapılacak kusur incelemesinin ve yargılama sonucunda verilecek kararın eldeki davayı etkilemesi söz konusudur. Somut olayla ilgili olarak, davalı ... hakkında, 5411 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan Kocaeli 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/343 E.sayılı dosyası üzerinden yargılamanın devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, davanın esasını oluşturan maddi olgularla ilgili, dosyada delil olarak gösterilen, davalı ...'nin yargılandığı Kocaeli 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/343 E.sayılı dosyasında görülmekte olan davanın sonucunun, eldeki hukuk davası için bekletici sorun yapılması gerektiği açıktır. Hal böyle olunca; mahkemece, Ceza Mahkemesinde saptanan maddi olguların Hukuk Hakimini bağlayacağı düşünülerek, ceza davasının sonuçlanmasının bekletici sorun yapılması, o davada belirlenen maddi olgularla dava konusu uyuşmazlıkta yer alan unsurlar karşılaştırılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.