MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; ....müfettişlerince davacı idareye bağlı olan.... yapılan inceleme sonucunda, personele 2005 ila 2007 yılları arasında yapılan döner sermaye ek ödemelerinden gelir vergisi tevkifatının eksik yapıldığının belirlendiğini, bu nedenle tahakkuk ettirilen verginin ise, döner sermaye işletme bütçesinden vergi dairesine ödendiğini, ancak müvekkili idarece yapılan bu ödemenin bildirilmesine rağmen davalının payına düşen 4.246,00 TL'yi ödemekten kaçındığını ileri sürerek; 4.246,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili; zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunmuş ayrıca ödemelerin davalı tarafın hata, hile veya kusurundan kaynaklanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur Mahkemece; 22/10/2012 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulü ile, 2.120,75 TL nin 17/10/2010 tarihinden itibaren değişen oranda yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir. HMK.nun 266 ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerekir. Ancak, bilirkişi seçimi yapılırken düşüncesine başvurulacak kişi veya kişilerin özel ve teknik bilgilerinin yeterli olup olmadığı üzerinde durulması gerekir. Somut olayda ise; hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi, muhasebe uzmanı olup uyuşmazlığın doğru olarak tesbiti ve çözümlenmesi için gerekli uzmanlığa sahip değildir.... Bu durumda mahkemece; döner sermaye saymanı, vergi denetmeni ve hastane idarecisinden oluşacak 3 kişilik bilirkişi kurulundan uyuşmazlık hakkında rapor aldırılması, aynı konu hakkında çeşitli mahkemelerde görülen ve kesinleşen somut emsal nitelikli davalarda yer alan bilirkişi raporlarında belirtilen hususların da tartışılarak sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, konunun uzmanı olmayan bilirkişice hazırlanan raporun esas alınması suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.