Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16710 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20920 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL 38.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 29/04/2014NUMARASI : 2012/277-2014/136Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dilekçesinde; müvekkilinin işyerinde su abonesi olduğunu, su bedellerinin 11.11.2011 tarihine dek 80-110 TL arasında değiştiğini, 11.10.2012 tarihli fatura tutarının 673 TL gelmesi üzerine itiraz ettiğini, ancak bu defa tebliğ edilen 02.12.2011 tarihli faturada borcun 13.325 TL olarak bildirildiğini, her iki faturaya itirazı üzerine sayacın sökülerek değişim esnasında 2.500 TL bedel tahsil edildiğini, sökülen sayacın incelenerek sağlam raporu verildiğini, işyerinde fazla su tüketmesinin mümkün olmadığını, daha önceki tüketimlerine aykırı düzenlenen faturalar ve tahsil edilen 2.500 TL olmak üzere toplam 14.947,49 TL'den borçlu bulunmadığının tespitini, ödenen kısmın istirdadını talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; aboneliğe konu sayacın 532 m3'de normal okunması yapıldıktan sonra birkaç ay okumaya hazır bulundurulmaması nedeniyle kıyas fatura tanzim edildiğini, daha sonra 11.11.2011 tarihinde sayacın okunabildiğini, 2555 m3'de okunduğunu, sayaç üzerinde fazla tüketim tespit edilince 673 TL'lik kıyas fatura oluşturulup, sayacın incelenmek üzere Bakanlığın ilgili birimine gönderildiğini, kontrolde, sayaçta hata bulunmadığı anlaşılınca, normal okumasının 2526 m3 olduğu tespit edilmekle, kıyas faturalar iptal edilerek, abonenin gerçek tüketimine istinaden 14.108 TL fatura tanzim edildiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı temyiz etmektedir.Somut olayda; davalı kurum tarafından düzenlenen su bedeline ilişkin faturalar nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve ödenen miktarın istirdatı talep edilmektedir. Mahkemece; kullanılan suyun miktar ve bedelinin hesaplanması yönünden bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; idarece düzenlenen kıyas faturaların Yönetmelik ve Yönerge hükümlerine uygun olduğu, incelemeye gönderilen sayacın “doğru kayıt yaptığı yönünde” ilgili kurum tarafından rapor verilmesi üzerine daha önce kıyas yöntemiyle düzenlenen faturaların iptal edilerek yerine gerçek tüketimlere dayalı olarak 11.05.2011-16.11.2011 tarihleri arası için düzenlenen 14.108 TL tutarındaki faturanın geçerli olarak kabul edilmesi gerektiği bildirilmiştir.Ancak, raporda yalnızca davalı tahakkukuna esas tüketim miktarları belirtilmiş, ilgili döneme ilişkin olarak davalı tarafından uygulanan birim fiyatlar ve bu dönemde yürürlükte olan Tarifeler Yönetmeliği esas alınarak denetime elverişli rapor tanzim edilmemiştir. Bu nedenle mahkemece; ilgili dönemde davalı tarafından uygulanan birim fiyatlar ve bu dönemde yürürlükte olan Tarifeler Yönetmeliği davacı kurumdan istenerek, dosyanın dava konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişiden davalı kurumun davalıdan isteyebileceği su bedellerini sözleşme ve fatura tarihlerinde yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerine göre, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli olacak şekilde rapor alınması ve buna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile üküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.