Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16705 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12695 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacının taşınmazı 3.03.2012 tarihinde satın aldığını, su abonesi olmak için davalı idareye başvurduğunu, davalı tarafından, abonelik tesisi için davacıdan kanal katılım ve şebeke hisse bedeli adı altında, 3631 TL tahsil edildiğini,davacının iskan ruhsatı alındıktan sonra, taşınmazı 3. kişiden satın aldığını, bu nedenle de yapılan ödemenin haksız olduğunu beyan ederek, ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iadeye karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Uyuşmazlık, davacının satın aldığı konuta su abonesi olmak için kanal katılım payı ödemekle yükümlü olup olmadığı konusundadır.2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun kanalizasyon harcamalarına katılma payı başlığı altındaki 87.maddesi “Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır;a) Kanalizasyon tesisi yapılması,b) Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır,” düzenlemesini getirmiştir. Aynı yasanın 88.maddesi su tesisleri için 87.maddeye paralel bir düzenleme öngörmüştür.Bu yasa maddesine dayalı olarak çıkarılan....Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesinde de gerek yeni bir kanalizasyon tesisi yapılması ve gerekse mevcut tesisin ıslahı durumunda taşınmaz sahiplerinden katılma payı alınacağı öngörülmüş; bunun belli bir oranının inşaat ruhsatı alınma aşamasında avans olarak tahsil edileceği, bakiyesinin de su aboneliği aşamasında bina değeri esas alınmak ve %2 oranını geçmemek üzere tahsil edileceği belirlenmiştir.....Yukarıda belirtilen yasa ve tarifeler yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafça yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapıldığı veya mevcutların iyileştirilmesi yapıldığı taktirde davalının tesislerin hizmet edeceği saha dahilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payını talebe hakkı vardır. Ancak bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Davacı kendisinden istenilen kanal katılım bedelinden sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı idareden gelen yazıda "inşaat aboneliği sırasında, arsa beyanına göre %2 oranında tahsilat yapıldığı, ilgili ....uygulama yönergesinin 4.7.2012 tarihli ve 164 sayılı .....yönetim kurulu kararı ile değiştirilmiş olup, ilgili yönergeye göre, dava konusu meskenin bulunduğu parsel adresinde, 860,21 TL kanal katılım payı ve 860,21 TL şebeke hisse bedeli olarak fark bedeli alındığı" bildirilmiştir. Mahkemece, bu yazı esas alınarak, davacının yaptığı 3631 TL ödemeden, ilgili yazıdan belirtilen miktar mahsup edildikten sonra, bakiye 1.911 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacıya iadesine karar verilmiştir.Ancak, mahkemenin kararına dayanak yaptığı yukarıda belirtilen değişiklik, 04.07.2012 tarihli olup, davacı tarafından ödeme 09.04.2012 tarihinde yapıldığına göre, bu yönerge değişikliğinin dava konusu olaya uygulama olanağı bulunmamaktadır.Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre, yapılan hizmetten yararlanan ilk malikin, kanal katılım ve şebeke hisse bedelinden sorumlu olması gerekmektedir.Öyle ise mahkemece, davacı malikin, hizmetten yararlanan ilk malik olup olmadığının saptanmasından sonra, eğer faydalanan ilk malik ise, bilirkişi marifetiyle bu hizmetten yararlanan bağımsız bölümün ilk maliki olan davacının ödemekle yükümlü bulunduğu kanal katılım ve şebeke tesis bedelinin, abonelik başvuru tarihinde yürürlükte bulunan tarife hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi ve sonucu dairesinde bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.