Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16697 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20990 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : MALATYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/09/2013NUMARASI : 2010/861-2013/504Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili dava dilekçesinde, davalılardan H.. H.. adına kayıtlı taşınmaz üzerinde, diğer davalı adına işletilecek "..........." adlı işletmenin çalıştırılması ve binasının yapılması konusunda tarafların anlaştıklarını, davacı İsmet'in de gizli ortak konumunda olduğu, bu anlaşma gereğince davacının taşınmaz üzerinde pek çok tadilat ve iyileştirmeler yaparak, taşınmazı çalıştırabilir bir işletme haline getirdiğini, ancak zamanla taraflar arasında anlaşmazlık çıktığını ve ortaklığın bozulduğunu, davalıların, davacı İsmet'in yaptığı masrafları ödeyeceklerini beyan ederek, diğer davacının da işletmeyi çalıştırmasına izin verdiklerini, bir an için ortaklık durumu kabul edilmese bile, imalatların davacı tarafından yapılıp, davalılar tarafından da kabul görmesi nedeni ile vekaletsiz iş görme hükümlerine göre imalatların bedelini tahsil etme haklarının bulunduğunu, taşınmazın davalı tarafından 3. kişiye satıldığını beyan ederek, davacı İsmet için 10.000 TL, diğer davacı için 5000 TL alacağın tapunun devir tarihinden faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili savunmasında, taşınmazın murislerinden intikal eden bir yer olup, davalıların kendi mülkleri olması nedeni ile 3. kişiye satıldığını, bu ana kadar restaurantın üst katının bila bedel davacı tarafından kullanıldığını, taraflar arasında ortaklık ilişkisinin bulunmadığını, tüm imalatların bedelinin davalılar tarafından ödenmek sureti ile yaptırıldığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin ispat edilemediği, alınan bilirkişi raporuna göre de yapılan imalatların lüks masraf olması nedeni ile talep edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Davada, davalıya ait taşınmazın iyileştirilmesi ve bakımıyla ilgili davalılar adına, masraf yapıldığı ileri sürülerek; alacak talep edilmektedir.Bir davada, ileri sürülen maddi vakıaları ve olguları açıklamak tarafların; hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini bulup uygulamak hakimin görevidir.TBK'nun 529.(BK'nun 413.) maddesine göre "iş sahibi, işin kendi menfaatine yapılması halinde, iş görenin, durumun gereğine göre zorunlu yararlı bulunan bütün masrafları faiziyle ödemek ve gördüğü iş dolayısıyla üstlendiği edimleri ifa etmek ve hakimin takdir edeceği zararı gidermekle yükümlüdür. Bu hüküm, umulan sonuç gerçekleşmemiş olsa bile, işi yaparken gereken özeni göstermiş olan işgören hakkında da uygulanır.İşgören, yapmış olduğu giderleri alamadığı takdirde, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ayırıp alma hakkına sahiptir."Yukarıda açıklanan kanun hükmü gereğince, davacılar tarafından yapıldığı iddia edilen masrafların lüks masraflar olmayıp, taşınmazın lokanta,kır düğün alanı, sosyal tesis olarak işletilebilir hale gelmesi için yapılması gereken giderler olup, davacı; vekaletsiz iş görme hükümlerine göre, davalıya ait taşınmaza yaptığı masrafları davalılardan talep edebilme hakkına sahiptir.Öyle ise mahkemece öncelikle, dava konusu edilen bu giderlerin davacı tarafından yapılıp yapılmadığının tespit edilmesinden sonra, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde bir inceleme ve araştırma yapılıp, sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.