Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16692 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20571 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/11/2013NUMARASI : 2012/376-2013/486Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkili olan davacının harici sözleşme ile davalıdan araç satın aldığını, satış bedelinin ödenmesine rağmen, davalı tarafından araç devrinin gerçekleştirilmediğini, gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını beyan ederek, ödenen 36.000 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafından 17.000 TL ödeme yapıldığını, bunun dışında herhangibir para tahsil etmediğini, aracın kendisine teslimi halinde, ödenen bu bedeli iade edeceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 17.000 TL alacağın sözleşme tarihi olan 10.02.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak; dava, 2918 sayılı Yasanın 20/d maddesi hükmüne aykırı olarak yapılan araç satışına göre mülkiyeti verilmeyen araç için ödenen satış bedelinin tahsiline ilişkindir.Trafik siciline kayıtlı araçların mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmelerin geçerliliği 2918 sayılı Kanunun 20/d maddesi uyarınca resmi şekilde yapılmalarına bağlıdır. Burada sözü edilen resmi şekil, sözleşmenin noterde re'sen düzenleme şeklinde yapılmasıdır.Bu şekil şartı geçerlilik şartı olup, bu şekle uygun yapılmayan sözleşmeler baştan itibaren geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler ise taraflar için hak ve borç doğurmazlar. Taraflar, aldıklarını sebepsiz zenginleşme kurallarına göre, birbirlerine aynı anda iade ile yükümlüdürler.Davacı ancak, haricen satın aldığı aracın davalıya iadesi etmesi koşulu ile, verdiği satış bedelini geri istemek hakına haizdir. Aracın karşı tarafa iade edildiği anda temerrüt oluşacağı için, davacı araç kendisinde bulunduğu sürece, satış bedeline faiz isteyemez.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakacak olursak, davacı tarafından, davalıya gönderilen ihtarnamede "....ödediği paranın kendisine iade edilmesi durumunda, aracı teslim edeceğinin.." bildirildiği, bu ifadeden, ihtar tarihi itibariyle, aracın halen davacının elinde bulunduğunun anlaşılması karşısında, mahkemece, aracın davacı tarafından davalıya iade tarihinin araştırılıp, buna göre faiz konusunda bir karar verilmesi gerekirken,eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.