Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16668 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9969 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : SÖKE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/02/2015NUMARASI : 2014/643-2015/75Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 28.01.2013 tarihinde boşandıklarını, boşanma ilamıyla davalı lehine aylık 250 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının 14.05.2013 tarihinde yoksulluk nafakası alacağından feragat ettiğini, ayrıca davalının başka biriyle evliymiş gibi yaşamını sürdürdüğünü, bu nedenle yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu, 14.05.2013 tarihli belgenin hukuken geçerli olmadığını, bu belgeyi davacının davalıdan hile ile aldığını, feragat beyanının davalının gerçek iradesini yansıtmadığını, bu nedenle davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davacı tarafından dosyaya sunulan ibranamenin niteliği itibariyle makbuz niteliğinde olduğunu, boşanma ilamının kesinleşmesinden sonra davalının "nafakaya ilişkin talebim yoktur” beyanının feragat olarak kabulünün mümkün olmadığı, davalının tanık anlatımları ile üçüncü bir kişi ile evlilik dışı birliktelik yaşadığı anlaşılsa da dava tarihi itibariyle evlilik birliği yaşantısının sona erdiği, davalının bir dönem torbalı kadın sığınma evine yerleştirildiği ayrıca boşanma davasından sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında nafakanın kaldırmasını gerektirir bir değişiklik bulunmadığı, davalının nafakaya halen muhtaç olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir.Kural olarak, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. (TMK m. 176/4)İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. (TMK m. 176/3)Davacı taraf, yukarıdaki yasa hükümleri gereğince; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşadığı iddiasıyla yoksulluk nafakasının kaldırılmasını istemektedir. Söke 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/49 Esas ve 2013/45 Karar sayılı ilamı ile tarafların boşanmalarına ve davalı lehine aylık 250 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.Somut olayda; davacı, nafaka alacaklısının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi başka bir şahısla yaşadığı hususunun ispatı hususunda tanık deliline başvurmuş, dinlenen davacı tanığı A.. Ö.. beyanında; .............. beldesinde muhtar olarak görev yaptığını, davacıyı mahalle sakini olarak tanıdığını, davalı kadının boşandıktan sonra ............da ayrı mahallede oturduğunu, davalı kadının .............'ndan ...........'ya evlenip gittiğini duyduğunu ama görgüye dayalı bir bilgisi olmadığını, ..........'dan döndükten sonra tarafların 4-5 ay birlikle yaşadığını beyan etmiş, yine davacı tanığı S.. D.. beyanında tarafları .......... beldesinden tanıdığını, davalı kadın boşandıktan sonra ...........'da Veli isimli kişi ile imam nikahı kıyarak yaklaşık 6 ay birlikte yaşadığını, Veli'nin bu evlilikte davalının önceki evliliğinden olma çocuğunu ve almakta olduğu nafakayı istemediğini, bunun üzerine davalı çocuğu Bayram’a verdiği ve nafakadan da vazgeçtiğini tarafların yazılı belge imzaladığını, imza atılırken yanlarında olduğunu, davacının davalıya herhangi bir tehdidi olmadığını beyan etmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere dinlenen tanık beyanları ile davalının evlenme olmaksızın fiilen başka bir erkekle yaşadığı sabit olduğu halde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.