MAHKEMESİ : ANKARA 8. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 17/06/2014NUMARASI : 2013/3389-2014/1626Taraflar arasında görülen Tüketicinin Açtığı Abonelik Sözleşmesi davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, müvekkilin maliki bulunduğu Ankara İli... İlçesi ...Mah. .. Sokak .. numaralı bağımsız bölüm -mesken-için davalı tarafa geçici abonelik başvurusunda bulunulduğu ancak başvurunun reddedildiğini öne sürerek, söz konusu taşınmaza geçici elektrik aboneliği verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın haksız olduğunu, davacı tarafından abonelik başvurusu yapılmadığını, davacıya ait bağımsız bölümün bulunduğu taşınmaz için iskan belgesinin alınması hususunda herhangi bir başvuru, kanal vizesi ve binaya ait statik raporun bulunmadığını, bu nedenlerle abonelik işleminin yapılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davacının davalı kuruma geçici abonelik için başvurup talebinin red olduğuna ilişkin bir delil ibraz edemediği, davalı kurumun cevabi yazılarında davacının abonelik başvurusu yapmadan görülmekte olan davayı açtığının bildirildiği, davacının ortada bir muaraza yokken dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle HMK 114/1-h ve 115/2 md gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.HMK. nun 114.maddesinde; davacının dava açmakta hukukî yararının bulunmasının bir dava sartı olduğu hususu açıkça vurgulanmıstır.Somut olayda; davacı taraf, geçici abonelik talebi amacıyla bir çok kez davalı kurum görüştüğünü, davalı kurumun şifahen talebini reddettiğini, iskan ruhsatı olmayan binalarda elektrik sözleşmesi talebinin kurumca reddedildiğinin malum bir husus olduğunu öne sürmüştür. Davalı kurum ise, yapı denetim uygunluk belgesi ve iş bitim evrakı ile başvurulması halinde abonelik tesis edilebileceğini, (diğer bir ifadeyle anılan belgeler olmadığından abonelik sözleşmesinin yapılmayacağını) savunmuştur. Mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, dava konusu binanın yapı denetim şirketininin gözetimi altında tasdikli elektrik projesine ve yönetmeliklerine uygun olarak yapıldığı, binada kaçak kat, kaçak bağımsız bölüm gibi inşaat fazlalığının olmadığı ve geçici elektrik aboneliğinin tesis edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Hukukî yarardan maksat, davacının sübjektif hakkına hukukî korunma sağlanması hususunda mahkemeye basvurmasında hâli hazırda hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmasıdır. Bir baska ifadeyle, davacı hakkına kavusmak için, hâli hazırda mahkeme kararına muhtaç bir konumda değilse onun hukukî yararının bulunduğundan söz etmek mümkün değildir. Davalı kurumun davaya cevabında, dava konusu binaya ilişkin yukarıda açıklanan belgeler olmadığından abonelik sözleşmesinin yapılmayacağını savunması dikkate alındığında, davacının davalı kuruma yazılı olarak başvuru bulunmuş olsa dahi talebinin reddedileceği kuşkusuzdur. O halde, davacının hakkına kavuşmak için, hâli hazırda mahkeme kararına muhtaç bir konumda olduğu, bu nedenle hukukî yararının bulunduğu kabul edilmelidir.Hal böyle olunca, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gözetilip, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun geçici 11.maddesi şartlarının davacı açısından oluşup oluşmadığı incelenerek davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yersiz gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.