MAHKEMESİ : BURSA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/12/2013NUMARASI : 2010/734-2013/612Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dilekçesinde; muris G. Y. 'nın Bursa .........Noterliğinin 24.07.2009 tarih 20733 yevmiye nolu vasiyetnamesi ile Bursa ili, .............. ilçesi, ........ Mh. .......... parsel sayılı gayrimenkulde sahibi bulunduğu hissesini ve annesi N. Y. dan intikal edecek olan tüm hak ve hisselerini serbest iradesi ile ölümünden sonra Ç.. D..ne terk ve tahsis edilmesini vasiyet ettiğini, bu sebeple murisin bahse konu parseldeki tüm mülkiyet haklarının müvekkiline intikalini ve vasiyetnamenin bu şekilde yerine getirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile; dava konusu Bursa ili ........ İlçesi, Köyü ........... mevkii parsel sayılı 75.195,72 m2 yüzölçümlü taşınmazda muris G. Y. üzerine kayıtlı 1282/2400 pay ile muris G. Y. 'ya annesi N. Y. 'dan intikal edecek olan 559/2400 payın iptali ile taşınmazdaki 1841/2400 payın lehine vasiyet olunan Ç.. D.. adına tapu kütüğüne kayıt ve tesciline, davaya konu Bursa .......... Noterliğinin 25/07/2009 tarih ve ........ yevmiye nolu vasiyetnamesinin bu şekilde tenfizine, dolu kayıt sistemi gereği taşınmazdaki 559/2400 payın veraset ilamı gereği N. mirasçıları olan G. Ç. , H.. Y.. ve A. Y. adına verasette iştirak olarak tapu kütüğüne kayıt ve tesciline karar verilmiştir.Hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Davada, vasiyetnameye konu taşınmazın vasiyet alacaklısı davacı adına tescili, vasiyetnamenin tenfizi talep edilmektedir.Hemen belirtelim ki; Hukuk Genel Kurulu'nun 13.02.1991 gün, 648-65 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesi'nce açılan vasiyetnamenin, TMK.nun m.595 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliği işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir.Diğer bir anlatımla "Vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tesbitinden ibarettir. Bu tespit başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamaz. Bilindiği üzere ölüme bağlı tasarrufla;a- Mirasçılardan biri veya bir kaçı mirasçılıktan çıkarılabilir. (TMK. m.510),b- Koşullar ve yüklemeler ( mükellefiyetler) konulabilir (TMK. m.515, yedek mirasçı atama TMK. m.520 art mirasçı atama TMK. m.521),c- Mirasçı atanabilir (TMK.m.516 ),d-Mirasçılardan birine veya üçüncü bir kişiye belirli mal vasiyeti yapılabilir (TMK.m.517),e-Vakıf kurulması öngörülebilir (...Belirtilen tasarrufların ne şekilde yerine getirileceği yine Medeni Kanunda ayrı ayrı gösterilmiştir. Mahrumiyet ve iskat (yoksunluk ve mirasçılıktan çıkarma) halinin aksi kanıtlanmadıkça, mirasçı seçilen kişi, mirasçılık belgesi almadıkça (MK. m.598) kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimse, bu malı ilgilisinden istemedikçe "yasal mirasçı veya varsa tenfiz memurundan" ve karşı çıkılması halinde onlar aleyhine istihkak davası açıp dava ile haklılığını kanıtlamadıkça, vasiyetname ile yapılan tasarrufun sahibi olamaz...)Medeni Kanunun 599.maddesi uyarınca, mirasın açılmasıyla terekeye sahip olma hakkı, sadece yasal mirasçılara tanınmıştır. Vasiyetname ile mirasçı seçilenlerin, (Mirasçı nasb edilenler) hakları, yasal mirasçılar veya öncelikle tasarruf ile yararlarına bağışlama yapılmış olanlar tarafından açıkça itiraza uğramamış ise, bu hususun tebliğinden itibaren bir ay geçtikten sonra bunlar mirasçılık sıfatları hakkında belge verilmesini, Sulh Hakiminden isteyebilirler (Bununla beraber her nevi istihkak ve iptal davası hakkı saklı olmak üzere) (MK. m.598). Vasiyetname ile verilen hakkın geçirilmesini sağlayacak husus sulh hakiminin vereceği mirasçılık belgesidir.Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimsenin, durumu ise daha farklıdır. Medeni Kanunun 600.maddesi gereği kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimse, bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini isteyebilir.Somut olaya gelince;vasiyetnameye konu taşınmazın 1282/2400 hissesinin muris adına kayıtlı olduğu, 1118/2400 hissenin ise murisin annesi N. Y. adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Davacı öncelikle murise annesinden intikal edecek payın muris adına tescilini sağlamalı, daha sonra vasiyetname gereğince kendi adına tescilini talep etmelidir. Bunun için,murisin annesi adına kayıtlı 1118/2400 hisse yönünden iştirak halindeki mülkiyetin müşterek halindeki mülkiyete çevrilerek murise annesinden intikal edecek payın muris adına tescilini sağlaması için davacı vekiline süre ve yetki verilmesi gerekirken mahkemece; yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Ayrıca talep olmadığı halde vasiyetname ile davacıya bırakılan pay dışında kalan 559/2400 payın veraset ilamı gereği N. Y. mirasçıları olan G. Ç. , H.. Y.. ve A.. Y.. adına verasette iştirak olarak tapu kütüğüne kayıt ve tesciline karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kabul şekline göre de; davacı adına tescil edilen taşınmazın hisse değeri dikkate alındığında bakiye 5.814,40 TL harcı davalılardan tahsili ile hazineyi irat kaydedilmesine ve 12.112,24 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken 8.424,88 TL harcın davalılardan tahsiline ve 14.288,16 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.