Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16551 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14021 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 18/12/2014NUMARASI : 2014/666-2014/1049Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesi ile; ödenen yoksulluk ve iştirak nafakalarının yeterli olmadığını ileri sürerek, 300.00 TL olan yoksulluk nafakasının 700.00 TL'ye, Büşra için 175.00 TL olan iştirak nafakasının 750.00 TL'ye, Emin için 150.00 TL olan iştirak nafakasının 500.00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, yoksulluk nafakasının 550.00 TL'ye, iştirak nafakasının Büşra için 500.00 TL'ye, Emin için 350.00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK'nun 175.maddesinde; "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir." Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir. TMK'nun 176/4. maddesinde de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir" düzenlemeleri bulunmaktadır.Anılan yasal düzenlemelere göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Somut olayda, tarafların 08/07/2010 tarihinde açılan boşanma davasında 05/06/2012 tarihinde verilen karar ile boşandıkları, davacı için 300.00 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, anılan bu kararın 10/09/2013 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 25/08/2014 tarihinde açıldığı, davacının ev hanımı olduğu, yardım ile geçindiği, davalının ise öğretmen olduğu, kira ödediği anlaşılmaktadır.Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme, yasal olmayan gerekçe ile yüksek oranda artışa karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bu konu bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.