MAHKEMESİ : BURSA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/02/2014NUMARASI : 2013/158-2014/30Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkilinin ticarethane abonesi olduğunu, aboneliğe konu işyerini kapattıktan sonra adına kayıtlı olan elektrik aboneliğini sonlandırmayı ihmal ettiğini, işyerinde başkaları tarafında kullanılan elektrik tüketimi bedellerinin müvekkilinden talep edildiğini ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasında düzenlenilen elektrik sözleşmesine göre abonelik iptal edilmediği sürece kullanılan elektrik bedelinden abonenin sorumlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 51.290,97 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. Yönetmelikler ancak yürürlüğe girdikleri tarihten sonraki dönemlerde gerçekleşen olaylara uygulanabilir. Daha önce gerçekleşen olaylara sonradan yürürlüğe giren yönetmeliklerin uygulanarak alacak hesabı yapılması mümkün mümükün olmadığı gibi, yönetmeliklerin yürürlükten kaldırılmasından sonra gereçekleşen olaylara da yürülükten kaldırılmış eski yönetmelik hükümlerinin uygulanması dahi mümükün değildir.Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği 1.3.2003 tarihinde yürürlükten kaldırılmış ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak 1.3.2003 tarihinde Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir.Somut olaya gelince, davacı üzerine kayıtlı aboneliğe ilişkin olarak davalı tarafından 01.02.2002 ila 22.12.2004 tahakkuk tarihli 10 adet fatura bedeli toplamı 13.996,93 TL tahakkuk yapılmıştır. Mahkemece, bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği hükümlerine göre hesaplama yapıldığı açıklanmış, tahakkuk dönemlerinde yürürlükte olan iki ayrı yönetmelik hükümlerine göre, ayrı ayrı değerlendirme yapılmamıştır. Davacı talebine ilişkin değerlendirmenin, tahakkuk tarihleri dikkate alınarak, 01.03.2003 tarihinden önceki tahakkuklar için Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği hükümlerine, bu tarihten sonraki tahakkuklar için ise, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre ayrı ayrı yapılması gerekir.Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalının davacı taraftan isteyebileceği bedelin, tahakkuk tarihleri dikkate alınarak 01.03.2003 tarihinden önceki tahakkuklar için Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği hükümlerine, bu tarihten sonraki tahakkuklar için ise Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre ayrı ayrı hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınması, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.