MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R ITaraflar arasındaki Kayıp Kaçak Bedelinin İstirdatı Davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı; davalı satış şirketin, düzenlediği faturalar ile kendisinden hukuka aykırı olarak kayıp-kaçak (var ise dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim) bedeli adı altında fazladan ücret tahsil ettiğini ileri sürerek;fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla geriye dönük on yıllık sürede davacıdan haksız olarak tahsil edilen ve bilirkişi incelemesi ile belirlenecek olan kayıp kaçak bedeli alacağının her bir dönem için tahsilatın yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davacının süresi içinde itiraz etmediği faturaların içeriğini kabul etmiş sayılacağını, ayrıca kayıp-kaçak bedelinin ilgili mevzuat çerçevesinde abonelere yansıtıldığını ve uygulanmasının yasal bir zorunluluk olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; açılan davanın değer olarak Tüketici Hakem Heyeti'nin görev sınırında kaldığından Tüketici Hakem Heyetine başvurulmadan dava açıldığı gerekçe gösterilerek dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak (var ise dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim) bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.Belirsiz alacak ve tespit davası 6100 sayılı HMK'nun 107. maddesinde düzenlenmiştir. HMK'nun 107. maddesinde;''(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.(3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir.'' düzenlemesi yer almaktadır.Bu kapsamda somut olaya bakıldığında ise; davacı tarafından fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydı ile ve HMK 107. maddesine göre belirsiz alacak davası olarak on yıllık sürede haksız olarak tahsil edilen ve bilirkişi incelemesi ile belirlenecek olan kayıp kaçak bedeli alacağının her bir dönem için tahsilatın yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilinin talep edildiği anlaşılmakla,davaya konu edilen alacak miktarının davalı kurum bünyesinde bulunan belgelerle tespit edilebileceği açık olmakla davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.Hal böyle olunca, mahkemece,davaya konu edilen alacak miktarının on yıllık döneme ait davacıdan haksız olarak tahsil edilen kayıp kaçak bedeli istemine ilişkin olup söz konusu davaya konu edilen alacak miktarının davalı kurumun bünyesinde bulunan belgeler ile tespiti mümkün olduğundan HMK'nun 107. maddesine göre söz konusu davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceği gözetilerek davanın esasına girilerek inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken,eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştirSONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.