MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen İştirak Nafakası Artırım davasının yapılan muhakemesi sonunda yerel mahkemece verilen kısmen kabul kararı davalı vekilince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; tarafların ....sayılı kararı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte müşterek çocukların velayetlerinin annelerine verildiğini ve çocuklardan .... için ayrı ayrı aylık 200,00'er TL, .... için aylık 100,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, günün ekonomik koşullarının değiştiğini, çocukların büyüdüklerini, eğitim hayatlarının, ihtiyaçlarının arttığını, iki çocuğun liseye gittiklerini, davalının emekli öğretmen olduğunu, emekli maaşı aldığını ve emlakçılık yaptığını, davalının üzerine gayrimenkuller olduğunu ve bunlardan kira aldığını, ekonomik durumunun iyi olduğunu, bu nedenle çocuklar için hükmedilen nafakaların ayrı ayrı aylık 750,00'şer TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; çocuklara eşlerin gücü oranında katkılarının zorunlu olduğunu, müvekkilinin ekonomik ve sosyal durumu gözönüne alınarak davanın reddine, aksi takdirde uygun görülen bir nafaka ile nafakanın her yıl ....oranında artışa tabi tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, dava tarihinden geçerli olmak üzere ....için takdir edilen 200,00'er TL iştirak nafakasının 125,00'er TL arttırılarak aylık 325,00'er TL, .... için takdir edilen 100,00 TL iştirak nafakasının 100,00 TL arttırılarak aylık 200,00 TL olarak davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, müşterek çocuklar için takdir edilen iştirak nafakasının sonraki yıllarda .... oranında artışa tabi tutulmasına karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.TMK.'nun 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.....Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.Somut olayda, .... kesinleşme tarihli ilamı ile tarafların müşterek çocukları....için ayrı ayrı 200,00'er TL; müşterek çocuk .... için 100,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği; nafakanın artırılması istemli iş bu davanın 22.01.2010 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.Davalının emekli öğretmen olduğu, aylık 1.510,45 TL gelirinin bulunduğu, kendi evinde oturduğu, boşanma esnasında boşandığı eşi müşterek çoçukların annesi davacıya 20.000,00 TL tazminat, birlikte oturdukları konut, yayladaki işyeri ve yayla evini bıraktığı anlaşılmıştır.Müşterek çoçukların dava tarihi itibariyle 17, 14 ve 9 yaşlarında olduğu, devlet okullarında eğitimlerine devam ettiği anlaşılmıştır.Yukarıda izah olunan nedenlerle; somut olayda, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim ile .... yayınladığı ....artış oranı ve özellikle nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) tespit edilen gelir durumu nazara alındığında; artırılan iştirak nafakası miktarı fazla olup, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.