Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1641 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16862 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/12/2010NUMARASI : 2010/65-2010/1293 Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, davalı ile aralarında kurumsal tarifeli hat kullanımına ilişkin sözleşme bulunduğunu, davalıya sözleşme gereği hizmet sunulmuş olmasına rağmen davalının telefon görüşme bedelini ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini öne sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı temyiz etmiştir. HMK 266. hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Somut olaya gelince; yargılama sırasında bilgisine başvurulan emekli banka müdürü bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, davacı tarafından tahakkuk ettirilen faturaların her biri için ayrı ayrı denetime elverişli bir şekilde hesaplama yapılmamış, davacının tahakkukunun doğru olduğu belirtilmiş, mahkemece bu rapor doğrultusunda karar verilmiştir. Rapor düzenleyen bilirkişinin telefon aboneliğinden kaynaklanan dava konusunda uzman olmadığı bu nedenle bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, mahkemece dava dosyasının telefon aboneliği konusunda uzman olan mühendis bir bilirkişiye verilerek, davacı tarafından talep edilen telefon görüşme bedelinin ücretlendirme şekli de açıklanarak, her bir fatura için ayrı ayrı ve denetime elverişli bir şekilde hesaplanması için rapor düzenlettirilmesi gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişiden alınan yetersiz rapor doğrultusunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.