Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16409 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13574 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen geçici abonelik tesisi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; .... bulunan daireye abonelik tesisi için müvekkilinin yaptığı başvurunun reddedildiğini beyan ederek, mağduriyetinin giderilmesi açısından davaya konu konuta elektrik aboneliği tesisine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Mevzuat Hükümleri gereği, ferdi abonelik işlemlerinin gerçekleştirilebilmesi için iskan belgesinin verilmesinin gerektiğini, bu nedenle 3194 Sayılı Kanunun geçici 11.maddesinin aradığı şartların oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dava konusu bağımsız bölümün bulunduğu bina için iskan başvurusu yapıldığı, binanın statik sisteminin oturmaya elverişli olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile davacı adına geçici elektrik aboneliği tesisine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu binanın iskan izninin henüz alınmadığı dosya içeriği ile sabittir. 3194 sayılı İmar Kanununun Yapı kullanma izni başlıklı 30.maddesinde; "Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye ve valilikten izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir" denilmektedir. Yine aynı kanunun Kullanma İzni Alınmamış Yapılar başlıklı 31.maddesinde de; "İnşaatın bitme günü, kullanma izninin verildiği tarihtir. Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda .../... -2-izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar. Ancak, kullanma izni alan bağımsız bölümler bu hizmetlerden istifade ettirilir." hükmü bulunmaktadır. Açıklanan madde hükümleri birlikte değerlendirildiğinde yapı kullanma (iskan) izni verilmeyen veya alınmayan yapıların izin alınıncaya kadar belediye hizmetlerinden ve tesislerinden faydalanamayacakları açıktır.Hal böyle iken, yasa koyucu; ülkemizde, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış olup, buna rağmen yapı kullanma (iskan) izni alınmamış birçok yapının bulunması nedeniyle yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere, 3194 sayılı İmar Kanununa 5784 sayılı Yasanın 25. maddesi ile eklenen geçici 11.maddesi ile bir istisna getirmiştir. 26.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren bu madde; "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon, kanalizasyon ve doğalgaz gibi altyapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde, ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak, geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. Bu kapsamda, ilgili belediyeden dağıtım şirketlerine elektriğin kesilmesi talebinin söz konusu olması halinde, aboneliği iptal edileceğinden, su ve/veya elektrik bağlanması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12/10/2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanmaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan abonelikler de ait olduğu gruba dönüştürülür." hükmünü ihtiva etmektedir.Somut olaya gelince; davacının ikamet ettiği bağımsız bölümün yer aldığı binanın yapı (inşaat) ruhsatı dosya kapsamına alınıp incelenmemiş, yapı ruhsat tarihinin 26.07.2008 tarihinden önce olup olmadığı değerlendirilmemiştir. Şu durumda, mahkemece; yapı ruhsatının getirtilerek incelenmesi sonucunda hüküm tesisi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.