Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16401 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13544 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının..... üzerinde yer alan B-2 blok 5 nolu bağımsız bölümün maliki olduğunu, su aboneliği için başvuru yaptığını, .... müvekkilinden kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli adı altında 5.600 TL talep ve tahsil ettiğini, bu şekilde bedel alınmasının haksız olduğunu belirterek tahsil edilen bedelin yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştirDavalı vekili cevap dilekçesinde; kanal katılım ve şebeke tesis bedelinin, Belediye Gelirleri Kanunu'nun 87 ve 88. maddeleri ile .... Yönetmeliğinin 39.maddesi uyarınca idarece sunulan hizmet karşılığı ilk malikten ferdi abonelik sırasında alınan bedel olduğunu, müvekkili idarenin davacı tarafa ait bağımsız bölümün yer aldığı taşınmazın su şebekesi ve kanal hatlarını inşa ettiğini, bu nedenle ilk malik olan davacıdan davaya konu edilen altyapı hizmet bedellerinin yasa gereği talep edildiğini savunarak; davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, 26.02.2013 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacıdan 1.854,10 TL bedel alınması gerekirken hatalı olarak 3.745,90 TL bedel tahsil edildiği, böylece davacının davalıdan toplam 3.745,90 TL kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli alacağının kanıtlandığı belirtilerek davanın kısmen kabulü ile, toplam 1.854,10 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerde belirtilen temyiz itirazları dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. .../... -2-1-Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının 22.05.2009 su abone tarihi itibariyle kanal katılım ve şebeke hisse bedeli olmak üzere toplam 1.854,10 TL ödemesi gerektiği, davacının davalıya şebeke hissesi ve kanal katılım bedeli olmak üzere 5.600,00 TL ödeme yaparak su abonesi olduğu, davacıdan 3.745,90 TL fazla bedel tahsil edildiği tespit edilmiştir. Mahkemece; bilirkişi raporundaki davacının sorumlu olduğu bedele ilişkin belirlemenin hüküm kısmında yanılgılı değerlendirilerek, 1.854,10 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2-Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden ise;Hükme esas alınan bilirkişi raporu, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Zira, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, .....Yönetmeliğinin 39. maddesinde; "Su ve kanalizasyon harcamalarına katılma payları: ..... Formülüne göre hesaplanan değerdir. Bu değer gayrimenkulün vergi değerinin %2'sini geçemez. Denilmektedir. Yine formülde "Adil bir katılımın sağlanmasına yönelik katsayının": N ile ifade edildiği, "Gayrimenkulün toplam inşaat alanının": S ile ifade edildiği, N'nin ise S/1000 olduğu (N=S/1000) olduğu" belirtilmiş bulunmaktadır. Bilirkişi raporunu hazırlarken, formülde ifade edilen birim değerleri tek tek ele alıp, uygulamak zorundadır. Hükme esas alınan raporda, bilirkişinin; (N=S/1000) yerine, arsapayı oranını uyguladığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle, rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece, ....netmeliğinin 39.maddesinde öngürülen, formülde belirtilen birim değerler gözetilerek; yeniden alınacak bilirkişi raporundan sonra; oluşacak sonuç dairesinde bir hüküm verilmesi gerekmektedir. Eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.