Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1639 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 22907 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDava dilekçesinde toplam 115.000 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacılar vekili dilekçesinde, müvekkillerinin murisinin elektrikçi olarak çalıştığını, bulunduğu beldenin yüksek gerilim hattının şase yapması neticesinde, davalı kurum elemanlarının elektriği kestiklerini söylemeleri üzerine, murisin elektrik direğine çıkarak, arızayı gidermeye çalışırken, elektriğe kapılıp vefat ettiğini beyan ederek, destekten yoksun kalma tazminatı olarak toplam 115.000 TL. maddi ve manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı idare savunmasında, husumet, yetki ve zamanaşımı itirazında bulunduktan sonra, olayda murisin de müterafik kusurunun bulunduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm her iki tarafça da temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak; dosyanın incelenmesinden, davacı tarafın ıslah dilekçesi vererek talebini maddi ve manevi tazminat toplamı olarak 154.507 TL.ye çıkardığı görülmüştür. Dosyada mevcut ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı için destekten yoksun kalma tazminatının 64.507 TL. olduğu bildirilmiştir. Rapor bu hali ile yeterli ve doyurucudur. Davacı tarafından da, ıslah talebinde bulunularak, tazminat tutarı arttırıldığına göre,mahkemece herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin, raporda davacı için belirtilen maddi tazminat tutarına hükmedilmemesi doğru görülmemiştir. Diğer yandan, Borçlar Yasası'nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.Olay tarihi, kusur durumu, davalıların desteğe yakınlık derecesi ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına hükmedilen manevi tazminat azdır. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davacılar yararına daha üst düzeyde manevi tazminat takdir edilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.