Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16387 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13363 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ VEK.AV. ...Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı, satın aldığı meskenine su aboneliği için davalı kuruma başvuru yaptığını, davalının kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli adı altında 4.700 TL talep ettiğini, bu talebin haksız olduğunu öne sürerek, kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli alınmaksızın su aboneliği tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, abonelik yapılması için kanal şebeke hissesinin ödenmesi gerektiğini, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu 87 ve 88.madde hükümleri ve....Yönetmeliği 39.madde hükmüne göre bedel ödenmeden abonelik yapılmasının mümkün olmadığını savunmuştur.Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının ödemesi gereken kanal katılım payı ve şebeke hisse bedelinin 1.844,77 TL olduğu, ilk malik olan davacının bu miktar bedelden sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine, 440 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.Kararı, davacı temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297.maddesi (HUMK.388.md), hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir.....Somut olayda, dava konusu 4.700 TL borçlu bulunulmadığına ilişkin olup, mahkemece davacının 1.844,77 TL borçlu olduğu, bunu aşan miktar borcu bulunmadığı belirlenmiş olmasına rağmen davanın kısmen kabulüne karar verilmesi ve davalı aleyhine reddedilen miktar üzerinden davacı lehine de vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, davanın reddi ile sadece davalı lehine vekalet ücrete takdiri doğru olmamıştır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.