MAHKEMESİ : NEVŞEHİR AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 26/11/2013NUMARASI : 2012/610-2013/733Taraflar arasında görülen ziynet eşyası davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; taraflar arasında görülmekte olan boşanma davası olduğunu, taraflar evlenirken müvekkiline düğün esnasında ziynet eşyaların takıldığını, bunlardan düğünde takılan 5 adet hediyelik bilezik, 54 adet çeyrek altın ve iki adet yarımlık altın davalılardan G.. Ç.. tarafından hemen düğün sonrası alındığını, diğerlerini müvekkilinin bir süre taktığını, müvekkilinin kayınpederi olan davalı İbrahim Çarkçı'nın kaybolur gerekçesi ile altın takıları alarak kasasında muhafaza ettiğini, yalnızca düğünlerde çıkartıp müvekkiline verdiğini, sonra tekrar alıp kasaya koyduğunu, diğer takıları müvekkilin eşinin müvekkilinden aldığını, bu nedenle 10 adet 22 ayar 25 gr lık bilezik, 1 adet 22 ayar 70 gr set, 3 adet 22 ayar 15 gr ince bilezik, 2 adet 22 ayar 22 gr lık bilezik, 1 adet 22 ayar 7 çeyrek altınlı bilezik, 2 adet yarım altın 54 adet çeyrek altının aynen olmadığı takdirde bedellerinin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline iadesine, karar verilmesini istemiştir.Davalılar vekili; müvekkilleri İ... Ç.. ve eşi G.. Ç..'nın evinin ve işinin diğer davalı Süleyman'dan ayrı olduğunu, davacı ve eşi Süleyman'ın ayrı bir evde oturduklarını, diğer davalılar ile hiç bir ilgilerinin olmadığını, hediye altınların düğünden sonra diğer bileziklerle uyumlu olsun diye davacı tarafından bizzat bozdurulduğunu, dava konusu altınların hiçbir zaman davalı Süleyman tarafından alınmadığını, bu altınları devamlı surette davacının sakladığını, düğünde, bayramda, aile gezilerinde kadınlar arasındaki günlerde taktığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; ziynet eşyalarının hayat deneyimlerine göre kadının üzerinde taşınan eşyalardan olup, karinenin aksini kanıtlama yükünün davacı kadına ait olduğu, davalı tarafın davacının düğünden sonrada ziynet eşyalarını üzerinde taşıdığına ilişkin sunmuş olduğu fotoğraf, dinlenen bir kısım tanıkların takılan ziynet eşyalarının düğünden sonra, bir kısmının davacı tarafından bozdurulup bilezik yapıldığı, bir kısmının da davacı tarafından düğünden sonra da üzerinde taşındığını gördüklerine ilişkin beyanları, dinlenen diğer bir kısım tanıkların ise ziynet eşyalarının davalılar tarafından alındığına ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin olmaması hep birlikte değerlendirilerek, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava ziynet eşyalarının iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline ilişkindir.Türk Medeni Kanunu'nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK.md.190) İspat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.Somut olayda; davacı taraf, 10 adet 22 ayar 25 gr lık bilezik, 1 adet 22 ayar 70 gr set, 3 adet 22 ayar 15 gr ince bilezik, 2 adet 22 ayar 22 gr lık bilezik, 1 adet 22 ayar 7 çeyrek altınlı bilezik, 2 adet yarım altın 54 adet çeyrek altının olduğunu ve altınların davalılarca alınıp kendisine verilmediğini iddia ettiğine göre bu hususu ispatla yükümlüdür.Dosya kapsamından; davacı tarafın bu iddiayı ispat için tanık dinlettiği anlaşılmaktadır. Dinlenen taraf, tanıkların bir kısım davalıların davacıdan aldıkları takıları iade etmediğini, diğer kısmı ise davalıların söz konusu takıları almadıklarını, takıların davacı da kaldığını, günlük hayatta kullandığını beyan etmişlerdir. Davacı tarafça delil olarak beyan edilen fotoğraflar, düğün cd'si ve bilirkişi raporu dosya kapsamındadır. Davacı taraf, iddiasını ispatı için başkaca delil ibraz etmemiştir. Başkaca bir delil ile desteklenmemiş tanık beyanına itibar edilmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacı taraf, delil dilekçesinde "her türlü yasal delil" demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan, davacı tarafa davalılara yemin teklif etme hakkının bulunduğu hatırlatılarak, hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir.Hal böyle olunca mahkemece; dava dilekçesinde "her türlü yasal delil" demek suretiyle yemin deliline dayanan davacı tarafa, davalılara yemin yöneltme hakkı olduğu hatırlatılarak, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.