Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16354 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12752 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, davalı işletme elemanlarının müvekkilinin işyerinde yaptıkları kontrolde kaçak elektrik kullanıldığından bahisle tutanak tutulup, daha sonra faturalar tahakkuk ettirildiğini, kaçak elektrik kullanımının söz konusu olmadığını iddia ederek, kaçak elektrik tahakkuku işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacının 4878 nolu aboneliğin kullanıcısı olup, işyerinde müvekkili işletmenin kaçak kontrol elemanlarınca yapılan kontrolde “Tri faze sayacın ... fazlarına ait her üç tansiyon köprüsünü düşürerek sayacın kullanılan elektriği kaydetmez hale getirilmesi suretiyle” kaçak elektrik kullanıldığının tespit edilip, tutanak düzenlendiğini, müvekkili kurumun mevzuata uygun işlem yaptığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davacının kaçak tutanağın tanzim edildiği yerde 01.03.2003 tarihinden itibaren kiracı olarak bulunduğu, bu nedenle 146 gün kaçak kullanım olduğu, 02.08.2003 tarihli tutanakta tespit edilen 21,4 kw üzerinden hesaplama yapılması gerektiği, bu nedenle 23.01.2012 tarihli bilirkişi kurulu ek raporuna itibar edilerek, davacının davalı kuruma 742,97 TL ödemesi gerektiği, bu miktardan fazla olan 06.08.2003 tarihli 03641691 ve 03641692 nolu faturalar ile yapılan tahakkukların iptali gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hükme esas alınan 23.01.2012 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, 02.08.2003 tarihli kaçak elektrik kullanım tespit tutanağında yazılan kurulu güç 21,4 kw, kaçak kullanım süresi 146 gün kabul edilmiş ve davacının ödemesi gereken tutarın 3.096,85 TL olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, belirtilen bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmış, ancak davacının davalı kuruma ödemesi gereken tutarın 742,97 TL olduğu belirtilmiştir.Mahkemece, 23.01.2012 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı belirtilmiş ancak mahkemece kurulan hüküm ile hükme esas alınan bilirkişi raporu arasında çelişki oluşmuştur....Bu durumda mahkemece çelişki giderilerek infazı kabil ve tereddüte mahal bırakmayacak şekilde bir karar ile uyuşmazlığın giderilmesi gerekirken, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile çelişik, müphem ve infazı kabil olmayacak bir karar ile davanın sonuçlandırılması bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.