Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16313 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13555 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde, davacının...., 64 nolu taşınmazına su aboneliği yaptırmak amacı ile davalı tarafa başvurusu sırasında 5.345,74 TL kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli talep edildiğini, müvekkilinin bedeli ödediğini ve abone olduğunu, talep edilen ve ödenen bedelin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, 5.345,74 TL'nin yasal faizi ile iadesine, müvekkilinin ödemesi gereken bir katılım bedeli varsa tespiti ile fazla yapılan tahsilatın yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; yapılan işlemin usul, yasa ve Yargıtay içtihatlarına uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli olarak 4.378 TL sorumlu bulunduğunun ve fazladan 967,66 TL ödeme yaptığının tespiti cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. HMK'nun 297/2.fıkrasında; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında birer birer, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" denilmektedir.Mahkemenin, hüküm fıkrasında asıl ve yardımcı taleplerin hepsi hakkında karar vermesi gerekir. Buna rağmen, mahkemenin asıl veya yardımcı taleplerden biri hakkında (unutma nedeniyle) olumlu veya olumsuz hiçbir karar vermemiş olması mümkündür. Bu durumda; karar verilmemiş olan talep, zımnen reddedilmiş sayılmaz. Çünkü, bu talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar yoktur. .... O halde, yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü mahkemece, davacının, davalı tarafın fazladan tahsil ettiği bedelin iadesi hakkındaki talebi yönünden olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, karar verilmemesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.