Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16301 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11845 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, Bazı alacakların yeniden yapılandırılması ile ilgili 13.02.2011 tarih ve 6111 sayılı yasa çıktıktan sonra davacının davalı kuruma başvurarak .... abone nolu tesisi için borcunu yapılandırmak istediğini, bunun üzerine kurum yetkililerinin davacıya ait borcu yapılandırdığını, yapılan yapılandırma sonucu davalı kurumun faize faiz yürüterek davacıya fazla borç tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek, davalı kurum yetkililerinin davacı aleyhine fazladan tahakkuk ettirdiği borcun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının 6111 sayılı Yasa yürürlüğe girmeden önce borcunu taksitlendirdiğini, faiz alacağının ana para alacağına dönüştüğünü, faiz miktarı ve diğer hususlarda sözleşme yapıldığını, taksitlendirmenin 6111 sayılı Yasaya uygun olarak yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile davalı kurum tarafından 28695 abone nolu dosya için yapılandırılan 14/04/2011 tarihli .... tahahkuk fiş nolu 468.833,00 TL bedelli yapılandırma hesabının 170.922,52 TL sinin iptaline ve bu bedel kadar davacı tarafın davalı tarafa borcu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, davalı kurum tarafından 6111 sayılı Yasa kapsamındaki yapılandırmaya ilişkin hesaplamanın hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına ilişkin Kanunun;(10) a) ....) veya bu Şirketin hissedarı olduğu elektrik dağıtım şirketlerinin elektrik tüketiminden kaynaklanan alacaklarından ve 04/12/1984 tarihli ve 3096 sayılı .... Görevlendirilmesi ...Hakkında Kanun kapsamında mevcut sözleşmeleri uyarınca faaliyet göstermekte olan dağıtım şirketlerinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan lisans almadan önceki faaliyet dönemlerine ilişkin elektrik tüketiminden kaynaklanan alacaklarından, vadesi 31/12/2010 tarihi itibarıyla geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olanların asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin fer’iler yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar söz konusu alacakların asıllarına ....aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar abonesi bulunulan dağıtım şirketine başvuruda bulunulması ve ödenmesi gereken tutarın, ilk taksit bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan başlamak üzere bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla fer’ilerin tamamının tahsilinden vazgeçilir. b) (a) bendinde sayılan kuruluşların tarımsal sulamada kullanılan elektrik tüketiminden kaynaklanan alacaklarından, vadesi 31/12/2010 tarihi itibarıyla geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olanların asıllarının tamamının, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen dördüncü ayın sonuna kadar abonesi bulunulan dağıtım şirketine başvuruda bulunularak ilk taksit bu Kanunun yayımını izleyen dokuzuncu aydan başlamak üzere ve her yıl ilk taksidin tekabül ettiği ayda toplam beş eşit taksitte ödenmesi şartıyla bu alacakların ödenen kısmına isabet eden fer’ilerin tahsilinden vazgeçilir. Tarımsal sulamada kullanılan elektrik tüketiminden kaynaklanan alacakların bu Kanunda belirtilen taksit ödeme zamanını alacakların bulunduğu bölgeler, iller, ürünlerin hasat dönemleri dikkate alınarak değiştirmeye şirket yönetim kurulları yetkilidir.c) Bu fıkra hükmü, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce çeşitli kanun hükümlerine veya....veya hissedarı olduğu elektrik dağıtım şirketlerinin yönetim kurullarının yetkisi ile taksitlendirilmiş ve taksit ödemeleri devam etmekte olan alacaklar için, bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla bakiye tutar içindeki alacak aslı, taksitlendirme şartları ihlal edilmiş olan alacaklar için ise ödenmemiş toplam tutar içindeki alacak aslı dikkate alınarak uygulanır. ç) ....ait olup tahsilatı özelleştirilen elektrik dağıtım şirketlerince sürdürülen ve bu fıkra kapsamına giren alacaklar da bu fıkra hükmünden yararlanır. d) Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce dava konusu edilmiş ve/veya icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması halinde, asıl borçlular ve kefiller hakkında sürdürülen davalar sonlandırılır, icra ve takip işlemleri durdurulur. Bu takdirde, borçluların mahkeme masraflarını, icra masraflarını ve vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır. e) Özel sektör elektrik dağıtım şirketleri, alacaklarını bu fıkrada öngörülen şekilde yapılandırabilirler. Somut olayda; taraflar arasında imzalanan 11.09.2003 tarihli elektrik aboneliğine ilişkin sözleşme bulunduğu, davacının birikmiş fatura borcu nedeniyle 14.04.2011 tarihinde 6111 sayılı Yasadan faydalanarak borcunun taksitlendirilmesi için davalı kuruma başvurduğu ve taraflar arasında 14.04.2011 tarihinde, toplam 468.833,00 TL borcun taksitlendirilmesine ilişkin Taksitlendirme Protokolü imzalandığı, davacının miktara itiraz ettiği, davalının hesaplamanın doğru olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. ....Yargılama sırasında Avukat Bilirkişi tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan 31.05.2012 tarihli Bilirkişi Raporunda; 6111 sayılı Yasa kapsamında davacının taksitlendirme yaptığı güncel borç tutarının toplam 468.833,00 TL olduğu, alacak aslının ise 269.455,77 TL olup 6111 sayılı yasa uyarınca yapılandırılması gereken tutar olduğu, bu durumda yapılandırmaya esas olması gereken tutarın 288.910,48.-TL sı olması gerekirken 468.833,00.-TL hesaplama yapıldığı, bu şekilde davacıya fazladan 170.922,52 TL ödeme çıkartıldığı, bu şekilde davalı kurum borç tablosunda güncel borç tutarı olan 468.833,00 TL sından fazla hesaplanan 170.922,52 TL sının çıkarılması ile davacının yapılandırma dahilinde 288.910,48 TL ödeme yapması gerektiği, yapılan değerlendirme ve hesaplamalar doğrultusunda 6111 sayılı yasa kapsamında yapılandırma hesaplaması yapılırken 170.922,52 TL fazla hesaplama yapıldığı ve buna göre yapılandırma yapılması gereken toplam tutarın 288.910,48 TL sı olması gerektiği bildirilmiştir. HMK.nun 266 ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HUMK.'nun 284 ve 6100 sayılı, HMK.'nun 278-279.maddesine göre, bilirkişi raporu; Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, bilirkişinin avukat olması ve rapor içeriğinin ayrıntılı ve açıklayıcı olmaması nedeniyle hüküm kurmaya yeterli ve Yargıtay denetimine elverişli görülmemiştir. Davalı vekili bilirkişi raporuna gerekçelerini de bildirerek itiraz etmiş, mahkemece davalı vekilinin itirazlarını karşılayacak şekilde bilirkişiden ek rapor veya yeni bir bilirkişiden rapor aldırılmadan hüküm tesis edilmiştir. Bu durumda, mahkemece, borcun yapılandırılması sırasında davacı tarafından imzalanan abone taahhüt belgesi ve taksitlendirme protokolü davalı kurumdan temin edilerek, anılan yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında, davalı vekilinin itirazlarını da karşılayacak şekilde, davacının 6111 sayılı Yasadan yararlanmak için yaptığı başvuru tarihi itibari ile ne miktarda borcu olduğu ve kalan borcunun ne miktarda olduğunun tespiti ile buna göre davalı kurum tarafından yapılan 6111 sayılı Yasa kapsamındaki yapılandırmanın doğru olup olmadığı noktasında, konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun rapor aldırılarak sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.