Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16282 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8527 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : SALİHLİ 2. ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİTARİHİ : 30/01/2014NUMARASI : 2013/83-2014/37Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı kuruma kullanım bedelini ödemesine rağmen davalı kurum çalışanı tarafından kötü niyetli işlemler neticesinde ödemelerin zimmete geçirilerek kurum kayıtlarına yansıtılmadığını, tüm bu nedenlerle toplamda 5.447,33 TL borçlu olmadıklarının tespitine, asıl alacak olarak gösterilen miktar üzerinden %20'den aşağı olmamak üzere lehlerine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir . Yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık; tarımsal abonelik nedeniyle tüketime ilişkin tahakkuk ettirilen faturadan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Tensip ve ilk 4 celse davaya Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılmış; 5, 6, 7 ve 8.celselerde bu yönde herhangi bir ara kararı alınmaksızın davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla devam edilmiştir . 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nın 3.maddesinde tüketici; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi olarak tanımlamıştır. Aynı yasanın 23.maddesinin 1.fıkrasında ise bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılacağı hükmü yer almıştır.Bu bağlamda; somut olay değerlendirildiğinde, aboneliğin tarımsal sulamaya ilişkin olduğu anlaşılmakta olup, davacının TKHK'da belirtilen “tüketici” tanımına girmediği açıktır.O halde, uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Hal böyle iken mahkemece; davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılması gerekirken ilk etapda ticaret akabinde bu yönde alınan bir ara kararı olmaksızın tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.