Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16161 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 14394 - Esas Yıl 2007





Dava dilekçesinde toplam 1.961.26 YTL faiz alacağının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin, davalıların müştereken malik olduğu iki adet dairenin bakım ve gözetimini yaptığını, onlara vekaleten işlerini görüp kira işleri ile ilgilendiğini, yerlerine masraf yaparak alacaklı hale geldiğini; ayrıca, davalıların yönetime olan borçlarının bulunduğunu; bu nedenle, fazlaya dair haklarını saklı tutarak açtıkları davada; alacağa hükmedildiğini, ancak faize hükmedilmemiş bulunduğundan, toplam: 1.961.26 YTL işlemiş faiz alacağının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1.949.52 YTL faiz alacağının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, asıl alacakla ilgili taraflar arasında görülen Kırıkkale Birinci Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/495 esas sayılı davada; 512 YTL alacağın yönetim gideri alacağı olduğu belirtilmiştir. Davalılara yönetim gideri borçları tebliğ edilememiş bulunduğundan, bu alacak yönünden dava tarihi itibariyle temerrüde düşürüldükleri kabul edilerek faiz hesabının dava tarihi olan 07.05.2001 tarihinden itibaren yapılması gerekmektedir.Ayrıca, davacı; davalılara ait 2 no'lu daire için 131 YTL ödemeyi vekaleten yapmış ise de; aleyhinde ecrimisil davası açıldıktan sonra karşılık dava ile bu alacağını talep ettiği anlaşılmaktadır. Uhdesinde para bulunduran vekilin BK'nın 394. maddesinden yararlandırılması düşünülemez. Bu nedenle, bu alacakla ilgili olarak da temerrüt şartı aranmalı ve açılan dava tarihinden faiz hesabı yapılmalıdır.Yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.