MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davada, davalı ile davacı kurum arasında tarımsal sulama elektrik aboneliği sözleşmesinin bulunduğunu, sözleşme uyarınca davalının kullanmış olduğu elektrik bedelini ödememesi nedeniyle aleyhine .....sayılı dosyasında takip başlatıldığını, ancak davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamı ile davalının % 40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesi istenilmiştir.Davalı, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin .... sayılı hükmü Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 29.03.2012 tarih ve ....sayılı ilamı ile; "dava konusu aboneliğe ilişkin sözleşmede gecikme zammı uygulanacağına dair bir hüküm bulunmadığından, davacının ancak bu konuda bir kararlaştırmanın bulunduğunu ispat ettiği taktirde dava konusu ödenmeyen fatura bedeli alacaklarına 6183 sayılı yasada öngörülen oranlarda gecikme zammı uygulanmasını isteyebileceğini, aksi durumda ise, fatura bedellerine son ödeme tarihlerinden itibaren ancak yasal faiz uygulanmasını talep edebileceğini, çoğun içinde azı da vardır kuralı gereğince yasal faize hükmedilmesi gerektiğinden bahisle" bozulmuş olup her ne kadar mahkemece, bozmaya uyulmasına karar verilmiş ise de, anılan dairenin görüş değiştirdiğinden bahisle bozmadan önceki gibi asıl alacağın 6183 sayılı yasada öngörülen gecikme cezası ile birlikte tahsili cihetine gidilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, tarımsal abone sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin takibe vaki haksız itirazın iptali isteminden ibarettir.Davacı, 25.09.2002 tarih ve 24887 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 24.maddesi hükmüne göre tüketim faturalarında belirtilen son ödeme tarihinde ödenmemesi halinde ödenmeyen tüketim bedeline uygulanacak gecikme zammı oranının 6183 sayılı yasaya göre hesaplanması gerektiğinden bahisle bu oranın tahsilini talep ve dava etmiştir..... Uyuşmazlık; taraflar arasında düzenlenen abone sözleşmesi nedeniyle 6183 sayılı Yasada öngörülen gecikme cezasının istenip istenemeyeceği; buna bağlı olarak aboneliğe ilişkin alacağın geç ödenmesi nedeniyle sözleşme gereğince 6183 sayılı Yasanın belirlediği değişen oranlarda gecikme faizine mi yoksa yasal oranda gecikme faizine mi hükmedilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen dava konusu aboneliğe ilişkin 27.09.2002 tarihli sözleşmenin; tek yanlı, idarece önceden hazırlanmış, standart, iltihaki nitelikte bir sözleşme olduğu belirgindir. Taraflar arasında bulunan sözleşmede fatura bedelinin ödenmemesi durumunda ne oranda faiz yürütüleceğine ilişkin bir hüküm bulunmamakla birlikte 13.maddesinde; sözleşmede belirtilmeyen diğer hususlarda Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinde belirtilen esasların geçerli olacağı düzenlenmiştir. Enerji Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24.maddesinde; "Zamanında ödenmeyen borçların tahsiline ilişkin hususlar; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında düzenlenir.Müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması halinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilebilir.Perakende satış sözleşmesinde belirlenen gecikme faizi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammını aşamaz..." hükmü öngörülmüştür. Görüldüğü üzere; iltihaki nitelikteki davaya konu abone sözleşmesinde, ödemelerde gecikme olması halinde fatura bedeline 6183 sayılı yasada belirlenen gecikme zammı uygulanacağına dair açık ve anlaşılır bir ifadeye yer verilmediği gibi; Sözleşmede yer alan hükmün, davalı aleyhine haksız şart içerdiği ve davalıyı bağlamayacağı kuşkusuzdur (Aynı nitelikte HGK'nun 22.09.2010 tarih ve .... karar sayılı ilamı).Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, önceki bozma ilamına uyularak, davalının yasal oranda faiz isteyebileceği gözönünde bulundurulmak suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, 6183 sayılı Yasa gereğince değişen oranlarda gecikme faizi yürütülmesine dair hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.