Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16087 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8267 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : AKHİSAR AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 18/12/2014NUMARASI : 2013/394-2014/690Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesi ile; davacının Ege Üniversitesi, .......... Fakültesi,............. Bölümünde okuduğunu, masrafları olduğunu ileri sürerek, 350.00.- TL yardım nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davacının Üniversite mezunu olduğu, part time çalışabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.TMK.'nun 328/2.maddesinde; "Çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler".TMK.'nun 364/1.maddesinde; "Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür".TMK.'nun 365/2 maddesinde; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemeleri yer almaktadır.Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır.Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK.'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.Somut olayda; davacının, davanın açıldığı tarih itibari ile öğrenci olduğu, yargılama sürer iken mezun olduğu, halen işsiz olduğu, KPSS sınavına hazırlandığı anlaşılmaktadır. Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir. Davacı, dava tarihi itibari ile öğrenci olduğundan yardım nafakası talebi haklıdır. Ayrıca, ülkenin çalışma koşulları, kalıcı ve düzenli gelir getiren bir iş bulmanın zorluğu, davacının Üniversiteden yeni mezun oluşu, iş deneyiminin olmayışı, kamu personeli seçme sınavını kazanmak için ders çalışması gerektiği konuları düşünüldüğünde; mahkemenin, davacının yarı zamanlı bir işte çalışarak geçinebileceğine ilişkin gerekçesi de inandırıcı ve hayatın olağan akışına uygun bulunmamıştır.O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, davalının gelir durumu, davacının giderleri, mirasçılıkta da aynı sırada yer alan dava dışı annenin de nafakaya katılma yükümlülüğü değerlendirilerek ve hakkaniyet ilkesi (TMK 4. Maddesi) de gözetilerek uygun bir yardım nafakası takdir etmekten ibarettir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.