Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16038 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13035 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı dilekçesinde; cezaevinde tutuklu bulunan kardeşine hukuki yardımda bulunması için davalı ile mutabakata vardıklarını ve kardeşinin vekilliğini üstlenen davalıya 7.500 TL vekâlet ücreti verdiğini, ancak davalı avukatın yapmakla yükümlü bulunduğu görevlerini yapmadığı, kardeşinin tutukluluk durumuna itiraz etmediği ve özen gösterme yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmediğini, bu nedenle ödenen ücretin 6.000 TL’sinin iadesi talebinin kabul görmediğini, kardeşinin davalıyı vekillikten azlettiğini belirterek, 6.000 TL alacağın tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında; davalının, davacının kardeşinin vekilliğini üstlendiği, ödemenin onun adına yapıldığı, bu nedenle davacının aktif husumetinin bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 5.175 TL alacağın davalıdan tahsiline hükmedilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmektedir.Somut olayda; vekili-müvekkil ilişkisi davacı ile değil, kardeşi ile davalı arasında kurulmuştur. Davacının da kabul ettiği gibi vekâlet sözleşmesi davacının kardeşi hesabına yapılmış, vekâlet ücreti de yine kardeşi adına ödenmiştir.Bu durum karşısında davacının dava açma ve takip yetkisi, (aktif husumet) ehliyeti bulunmadığı ve davanın husumet yönünden reddi gerekirken, 26.03.2012 tarihli ön inceleme duruşmasında “davanın sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak davası niteliğinde olduğu, davacının iddia ettiği parayı kendisinin davalıya ödediğini bildirmesinden dolayı” davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilerek husumet itirazının reddi ile işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.