MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVACILAR : 1-... VEK.AV...., 2-...Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; tarafların müşterek murisince noterde düzenlenen 2011 tarihli vasiyetname ile bir kısım taşınmazlarını kızı davalıya vasiyet ettiğini, vasiyetname düzenlediği tarihte vasiyetçinin temyiz kudreti bulunmadığını, vasiyet eden tarafından diğer mirasçılara intikal eden saklı payların korunmadığını, murise davacı ...’ın baktığını, ileri yaşı nedeniyle aldatılıp, yanıltıldığını ve korkutularak zorla vasiyetname düzenlettirildiğini belirterek, vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında, iddiaların yersiz olduğunu, vasiyete konu olanlar dışında murisin pek çok taşınmazı bulunduğunu, vasiyetin serbest irade ile imzalandığını belirterek, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; vasiyetçinin akıl sağlının yerinde olduğu, murisin kandırıldığı, yanıltıldığı ve zorla vasiyetname tanzim ettirildiğine dair iddiaların ispatlanamadığı, her ne kadar dava dilekçesinde saklı payların korunması ve murise davacı ... tarafından bakıldığı sebepleriyle de iptal istenilmişse de TMK.'nun 557.maddesinde vasiyetnamenin iptali için bu sebeplere yer verilmediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı ... vekili temyiz etmektedir.Somut olayda; davacı vekili 08.02.2013 tarihinde verdiği dilekçede “dava sebebi ve konusunu değiştirdiğini belirterek, davayı tamamen ıslah ettiğini ve saklı paya tecavüz sözkonusu olmakla tenkis davasına dönüştürdüğünü" belirtmek suretiyle bu yönde karar verilmesini talep etmiştir....Davacı ... vekilinin davanın tamamen ıslahı yönündeki dilekçesi karşısında, dava dilekçesindeki “vasiyetnamenin diğer mirasçılara intikal eden saklı payın korunmadığı” yönündeki beyanı tenkis talebi olarak kabul edilemez.Ancak; 6100 sayılı HMK.nun 74.maddesine göre “Açıkça yetki verilmemiş ise vekil, sulh olamaz, hakimi reddedemez, davanın tamamını ıslah edemez…” Davacı ... vekili 21.01.2013 tarihli celsede vekaletname ibraz ederek ilk kez yargılamaya katılmış, bir sonraki celse olan 08.02.2013 tarihinde ise ıslah dilekçesini ibraz etmiş mahkemece ıslah talebi bir sonraki celse değerlendirilmek üzere duruşma 22.02.2013 tarihine ertelenmiş ve bu tarihteki yargılamada “davacı vekilinin vekaletnamesinde ıslaha ilişkin yetki bulunmaması sebebiyle, yeniden düzenlemek üzere süre talebi reddedilerek davanın esasına ilişkin red kararı verilmiştir.Oysa mahkemece daha önce davacı vekiline bu eksikliği gidermek üzere süre verilmediği, davanın tamamen ıslahı halinde vekaletnamede özel yetki arandığı, sunulan vekaletnamede bu yetkinin bulunmaması karşısında, davacı vekiline bu eksikliğin giderilmesi için uygun bir süre verilmesi ve eksiklik giderildiği taktirde tenkis talebi incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususta talebin reddi ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.