Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16029 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20134 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : HATAY 2. ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİTARİHİ : 06/02/2014NUMARASI : 2013/106-2014/51Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ........ nolu mesken aboneliğinin olduğunu, davalı kurum tarafından 22/10/2012 tarihinde müvekkili hakkında kaçak ve usulsüz elektrik tespit tutanağının tutulduğunu, ancak müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin davalı kuruma ödemiş olduğu 8.000,00 TL'den 4.000,00 TL'lik kısmının ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 17.01.2014 havale tarihli dilekçesi ile; talebini 869,96 TL artırarak 4.869,96 TL'nin davalı kurumdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile 4.869,96 TL den 4.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte, ıslah edilen kısım olan 869,96 TL'nin ise faizsiz olarak davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, davacı kurum tarafından kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen faturadan dolayı davalının borçlu olup olmadığı, borçlu ise ne miktar borcu bulunduğu noktasında toplanmaktadır.Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği 01.03.2003 tarihinde yürürlükten kaldırılmış ve Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir. Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirleneceği açıklanmıştır.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin uygulanmasına ilişkin olarak 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.Bu bağlamda; somut olaya bakıldığında, davalı Tedaş görevlilerince davacıya ait meskende kullanılan 383 numaralı abonede yapılan denetimde, sayaç panosu üstünde sıva altına giriş sigortasından harici faz alarak ölçüm dışı elektrik kullanıldığının tespit edilmesi neticesinde 22.10.2012 tarihli 14251 nolu kaçak elektrik kullanma tespit tutanağını tanzim ettikleri anlaşılmaktadır.Mahkemece kaçak elektrik bedelinin hesaplanması için bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda tutanak tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre hesaplama yapılmamıştır. Davacının sorumlu tutulabileceği kaçak elektrik bedeli, Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği'nin 41.ve 42. maddelerine göre hesaplanmış ve kaçak kullanım miktarı 2.687,34 TL olarak tespit edilmiştir. Oysa ki, hesaplamanın tutanak tarihinde yürürlükte olan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine ve 622 sayılı Kurul kararına göre yapılması gerekir. Bilirkişi raporu bu yönü ile Yönetmeliğe uygun değildir. Hâl böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddî ve hukukî olgular gözetilerek, mahkemece öncelikle dosyanın uzman bilirkişiye verilmesi ve somut verilere dayalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınması, daha sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.