Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16020 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13390 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTaraflar arasında görülen nafaka artırımı (tedbir) davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı, davalı tarafından aleyhine açılan boşanma davasının davalının kusurlu olduğu belirtilerek redle sonuçlandığını ve aylık 250 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, fiili ayrılığın sürdüğünü, hükmedilen nafakanın zorunlu ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğini ileri sürülerek, tedbir nafakasının aylık 2.000 TL’ye yükseltilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulü ile tedbir nafakasının aylık 750 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın temyiz itirazları yerinde değildir.Davacının temyiz itirazlarına gelince;4721 sayılı TMK'nun 186/3.maddesinde; eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katılacağı ifade edilmiş, 197/2.maddesinde de; birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır, denilmiştir.Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı (koca) evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK.186/son) davacı (kadının) belirli bir gelirinin bulunması, hatta gelirinin davacı kocadan fazla bile olması davalı kocaya ortak giderlere (elektrik,su,telefon, yakıt, kira parası vs.) katılma yükümlülüğünden tamamen kurtarmaz. Kadının gelirinin bulunması nafaka takdirine engel değildir. Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir. .... Somut olayda, tarafların yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında; davalının elektrik mühendisi olup 2.100,00 TL emekli maaşı aldığı, bir şirkette geçici sözleşmeli çalışarak ayrıca 14.000,00 TL ek geliri olduğu tespit edilmiştir. Davacının ise, ev hanımı olup, epilepsi hastalığı bulunduğu ve sürekli ilaç kullandığı anlaşılmaktadır. Tarafların gerçeklesen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve özellikle davalının gelirine göre takdir edilen tedbir nafakası miktarı hak ve nesafete uygun olmayacak şekilde düşüktür. Tedbir nafakasının miktarının tayin edilmesinde davalının geliri ve tarafların birlikte yaşadıkları sırada davalının alıştırdığı geçim şartlarının dikkate alınması gerekir. Mahkemece; davacı tarafın geçimi ve bakımı için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkeside dikkate alınarak, davacı eş yönünden daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.