Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16010 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12811 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVALILAR : 1- ..., 2- ... VEK.AV. ...Taraflar arasında görülen alacak (sebepsiz zenginleşme) davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı, davalıların murisi .... ile arasında 17.09.1989 tarihinde yapılan harici arsa satış mukavelesi ile 1000 m2 yeri satın aldığını, bedelini ödeyerek taşınmazın zilyetliğini devir aldığını, ancak taşınmazın tapusunun devrinin yapılmadığını öne sürerek, satım sözleşmesi ile ödenen bedelin güncellenerek şimdilik 10.000 TL’nin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı taraf, davanın zamanaşımına uğradığını savunmuştur. Mahkemece, dosya kapsamına göre, satım sözleşmesinin17.09.1989 tarihinde düzenlendiği, dava tarihi olan 02.04.2012 tarihine kadar BK 66 maddesinde belirtilen 1 ve 10 yıllık sürelerinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımına uğraması nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda, tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir. (MK md.706, BK md 213, Tapu kanunu md 26 ve Noterlik Kanunu md 60) O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. Taraflar arasında harici de olsa bir sözleşme olduğundan B.K 125 (TBK...) maddesine göre 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Sözleşme tarihi olan 17.09.1989 ile dava tarihi olan 02.04.2012 tarihi arasında 10 yıllık süre geçtiği anlaşılmakta ise de zilyetlik devam ettiği sürece zamanaşımı süresinin işlemeyeceği açıktır.Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.