Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1601 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15241 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 1. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 14/05/2014NUMARASI : 2013/1313-2014/606Taraflar arasındaki nafaka artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde, tarafların 2009 yılında anlaşmalı şekilde boşandıklarını, boşanma ilamıyla 2008 doğumlu müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verildiğini, çocuk lehine aylık 750,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, nafakanın müteakip yıllarda TÜFE-TEFE endekslerinde meydana gelen artışların ortalaması oranında artırılmasının kararlaştırıldığını, buna göre hesaplama yapıldığında 2013 yılı Nisan ayından itibaren nafakanın aylık 1.125,39 TL olması gerektiğini ancak bu miktarın çocuğun ihtiyaçlarını karşılamayacağını belirterek; nafakanın aylık 1.500,00 TL'ye çıkarılmasını talep etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiş, duruşmalara gelmemiş, hüküm yokluğunda verilmiştir.Mahkemece; tarafların anlaşmalı boşandıkları, anlaşma protokolü gereğince çocuk için aylık 750,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, nafakanın müteakip yıllarda TÜFE-TEFE artış oranlarının toplamının yarısı oranında artırılmasına karar verildiği, anlaşma protokolünün mahkemece tasdik edildiği, davacının buna göre hesaplama yapıp icra kanalı ile nafakanın tahsilini isteyebileceği, bunun dışına çıkılarak artış yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; anlaşmalı boşanma protokolü ile miktarı ve gelecek yıllardaki artış oranı belirlenmiş nafakanın, sözleşme hükmünün dışına çıkılarak artırılıp artırılamayacağı noktasında toplanmaktadır.Hükmolunan nafakaların gelecek yıllarda da artırımına ilişkin TMK 176/4, 330/4, 365/5 maddeleri hep birlikte nazara alındığında; madde gerekçelerinde de belirtildiği gibi, bu hükümler, ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklılarının her yıl dava açmak suretiyle emek sarfından ve masraf yapmaktan kurtarılmaları amacıyla getirilmiştir.Hükmolunan nafakaların gelecek yıllardaki artırımına ilişkin olarak kurulan ve kesinleşen önceki hükümler, sonraki davalarda kesin hüküm teşkil etmezler. Zira, sonraki zamanlarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında, ihtiyaçlarında, ülkenin ekonomik yapısında önemli değişiklik olması halinde önceki ilamlarda hükmolunan gelecek yıllardaki artışa ilişkin değerler veya oranlar sonradan yetersiz kalabilir. Şartların değişmesi halinde nafaka her zaman artırılabilir.TMK'nın 331. maddesi gereğince durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Mahkemece nafakanın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı gerektirmesi gerekmektedir.Yasada nafakanın yeniden belirlenebilmesi için belli bir zaman diliminin geçmesi aranmamıştır. Kural olarak boşanma kararı ile velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.(TMK m.182) Anne ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. (TMK m.328/1) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Ayrıca nafakanın takdirinde birlik devam ederken çocuğun alıştığı yaşama şekli de dikkate alınır.Diğer taraftan nafaka miktarı belirlenirken, velayet hakkı kendisine verilen tarafın, bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamalarının da dikkate alınması zorunludur. Hakim, iştirak nafakası takdirinde; nafaka alacaklısı çocuğun ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumu arasındaki dengeyi kurarak, hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır.Somut olayda, taraflar 25.05.2009 tarihli ilamla boşanmış, 2008 doğumlu müşterek çocuğun velayeti anneye verilmiş, çocuk için 750,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş ve eldeki artırım davası 01.10.2013 günü açılmış olup, geçen süreçte, müşterek çocuğun yaşının büyüdüğü, ihtiyaçlarının arttığı, paranın alım gücünün azaldığı, ödenmekte olan nafakanın çocuğun ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığı açıktır. Mahkemece yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırması neticesinde; davacı kadının bir bankada müdür yardımcısı olarak çalıştığı, çocuğu ile birlikte yaşadığı, davalının ise inşaat mühendisi olduğu anlaşılmıştır.Hal böyle olunca mahkemece; çocuğun ihtiyaçları ve davalı babanın ekonomik ve sosyal durumu etraflıca araştırılıp hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.