MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTaraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde;... Mahkemesinde nafaka davası açtığını, yapılan yargılama sonunda 22.04.2009 tarihinde müvekkili için aylık 150,00 TL, müşterek çocukları.... için aylık 100,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verildiğini, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek onandığını, nafaka kararından bu yana 4 yıldan fazla zaman geçtiğini ileri sürerek müvekkilinin aldığı aylık 150,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 200,00 TL arttırılarak aylık 350,00 TL'ye çıkarılmasını, müşterek çocuğun aldığı 100,00 TL tedbir nafakasının aylık 150,00 TL arttırılarak aylık 250,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde ve katıldığı duruşmada; davanın reddini talep ettiğini, ayrıca ... sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, bu nedenle işbu dava dosyasının ...Mahkemesinin 2013/35 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.Mahkemece; boşanma davası ile bu davanın taraflarının aynı olduğu, iş bu dosyanın dava konusunun asıl dosya olan boşanma davasının ferisi niteliğinde bulunduğu, farklı kararların çıkmaması için dosyaların birleştirilmesi gerektiğinden bahisle, davanın taraflar arasındaki boşanma davası ile birleştirilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.6100 sayılı HMK. nun 166/2. maddesine göre; “Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır.”. ...Somut olayda, işbu nafaka davası 19.11.2012 tarihinde...Mahkemesinde (Aile Mahkemesi Sıfatıyla), boşanma davası ise 10.01.2013 tarihinde ....Mahkemesinde açılmış olduğuna göre; birleştirme talebi ikinci davada değil, ilk açılan davada istenilmiştir.Kaldı ki, ayrı yargı çevrelerinde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK.nun 166.maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir (TMK. md.201). Diğer bir anlatımla, tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki, tedbir nafakası davası ve boşanma davası aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır. O halde mahkemece, usulüne uygun birleştirme talebi bulunmadığından; talebin reddi ile davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davaların birleştirilmesine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.