Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15941 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9198 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BODRUM 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/12/2013NUMARASI : 2007/360-2013/396Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil-alacak ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması taraf vekillerince istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde davacı vekili Av. T.. A.. ile davalılardan Tasfiye Halinde SS Bodrum D... Sitesi Konut Yapı Kooperatifi vekili Av. H.. T.. S.. geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin daha derinlemesine incelenmesi ve bu konuda bir araştırma yapılması gerektiği heyetçe zorunlu görüldüğünden, Yargıtay Kanununun 24/1 ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 21/3 maddeleri uyarınca görüşmenin 05.12.2014 günü saat 14.00’e bırakılması uygun görüldü.Belirli gün ve saatte dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı kooperatif ile aralarında düzenlenen sözleşme gereği tüm edimlerini yerine getirdiği halde, kooperatifin sözleşme hükümlerine aykırı davranarak taşınmazı diğer davalıya tapuda sattığını, iyi niyetli olduğunu ileri sürerek, 11 no'lu bağımsız bölümün MK.724.md.gereğince tapusunun iptali ile adına tescilini ya da kendisinin iyiniyetli olması ve davalıların kötüniyetli olması nedeniyle MK.723/2.md. gereğince zararının tespit edilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 150.000,00 YTL tazminatın ve BK.gereğince 20.000,00 YTL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.Davalı kooperatif ve diğer davalılar davanın reddini istemişlerdir.Mahkemece; davacının davalılar A.. U.. ve B.. B.. aleyhine ve davalı Tasfiye Halinde S.S.Bodrum D.. Sitesi Konut Yapı Kooperatifi aleyhine açtığı tapu iptal ve tescil davası ile manevi tazminat davasının reddine, davacının davalı Tasfiye Halinde S.S.Bodrum D.. Sitesi Konut Yapı Kooperatifine açtığı sebepsiz zenginleşmeye dayalı davanın kısmen kabulü ile davacının şekil eksikliği nedeniyle geçersiz sözleşmeye güvenerek davalı kooperatife ödediği 12.200 TL, 4.500 TL ve 105.600 TL olmak üzere toplam 122.300 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Tasfiye Halinde S.S.Bodrum D.. Sitesi Konut Yapı Kooperatifinden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı kooperatif tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Somut olayda; davacı, 19.09.2000 tarihli noterde düzenlenen Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile dava dışı M.. A..'ya ait 525 sayılı parseldeki miras hak ve hisselerinin tamamının satış bedelini ödeyerek satın almış ve bu sözleşmeyi tapuya şerh ettirmiştir. Daha sonra davacı ile davalı kooperatif aralarında 11.10.2002 tarihli bir sözleşme düzenleyerek davacının 19.09.2000 tarihli Satış Vaadi Sözleşmesinden vazgeçerek iptal edeceği ve tapuya konulan şerhi kaldıracağı, yine davacının kendisine verilen kooperatif arsasında kendi imkanları ile kooperatif evlerinin bitim süresi ile aynı zaman zarfında konut yapacağı ve bitireceği, ayrıca davacının 4.500.000.000 TL kooperatife ödeme yapacağını kararlaştırmışlardır. Davalı kooperatif ise, davacı ile aralarında düzenlenen bu sözleşmeden sonra müteahhit B..-F.. İnşaat Turizm Sanayii ve Tic. Ltd.Şti. ile Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapmıştır. Bu sözleşmenin 3.maddesinde kooperatif ile F.. V.. arasında yapılmış sözleşmelerde belirtilen işleri de yüklenici olarak şirketin sözleşmelerde belirtilen şartlara göre yapmayı vaad ve taahhüt ettiği, 4.madde ile de, ayrıca yapılacak olan 36 adet villadan 15 adedinin kooperatife ait olacağı, 5 adedinin de ekteki sözleşmelerdeki kooperatifin vermeyi taahhüt ettiği kişilere (ki bunlardan birisi de davacı F.. V..'dır.) bırakılacağı kararlaştırılmıştır.Dosya içeriği ile davacının davalı kooperatif ile yaptığı sözleşmeye güvenerek tapudaki şerhi kaldırdığı ve arsa payı bedeli olarak da 4.500.000.000 TL ödediği ve kooperatifin kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığı şirkete inşaat bedelini ödeyerek villayı yaptırdığı anlaşılmaktadır. Davacı, 17.11.2006 tarihinde kooperatif aleyhine açtığı dava ile kooperatife üye olduğunun tespiti ile 11 no'lu bağımsız bölümün adına tesciline karar verilmesini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda 28.11.2008 tarihli kararla tescil talebinin reddine, kooperatif üyeliğinin tesbitine yönelik talebin ise atiye bırakıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve hüküm Yargıtay'ca onanarak kesinleşmiştir.Sav, savunma ve toplanan delillerden davacının davalı kooperatifin rızasıyla, diğer bir anlatımla mülkiyetin ileride kendisine geçirileceği inancıyla iyi niyetle villayı yaptırdığının kabulü gerekir.Davalı kooperatifin, davacı edimini yerine getirdikten sonra sözleşmenin geçersizliğini ileri sürerek, edimini ifa etmekten kaçınarak, taşınmazı diğer davalıya satması ve bu nedenle sebepsiz zenginleşmesi, toplumun hak ve adalet duygularını rencide eder ve TMK. 2.maddede düzenlenmiş olan dürüstlük kurallarına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırılık teşkil ettiğinin kabulü gerekir.BK 64 (TBK.80/1) maddesine göre; zenginleşen iyiniyetli ise, yaptığı zorunlu ve yararlı giderleri isteyebilir. TMK 994.maddesi de; zilyede, malın sahibi tarafından alınması halinde faydalı ve zaruri masrafları isteme hakkını vermiştir.Somut olayda; davacı, davalı kooperatiften harici sözleşme ile satın aldığı arsa üzerine, kooperatifle yaptığı sözleşmeye güvenerek villa inşa ederek kiraya vermiştir. Davalı kooperatif ise davacının yaptırdığı bina 11 nolu bağımsız bölümü 15.01.2007 tarihinde davalı A.. U..'e tahsis etmiş ve malik tarafından ½ payda yine aynı tarihte diğer davalı B.. B..'e satılmıştır. Davacının açtığı tapu iptal ve tescil davasının yargılaması sırasında kooperatif 11 nolu bağımsız bölümde tespit yaptırarak davacının kiracısına ait taşınmazları yediemin sıfatıyla davalı A.. U..'e teslimini sağladığı dosya içeriği ile anlaşılmaktadır.Davacının arsa üzerinde inşa ettiği villa davalı kooperatif tarafından benimsenerek, arsa payı ile birlikte diğer davalıya satılmıştır. Davacının malvarlığı bu değer oranında azalmış ve davalı kooperatifin de malvarlığı o nispette artmıştır. Hal böyle olunca; davacı iyi niyetli zilyedin davalı kooperatiften isteyebileceği bedel, taşınmazın elinden alındığı gündeki villanın kaim değeridir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 09.10.1979 tarih 8907/11061 sayılı kararı, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2006/9167 E.-2006/13595 K. Sayılı kararları da bu doğrultudadır.)Mahkemece yapılacak iş; uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu aracılığı ile taşınmazın davacının elinden alındığı tarih itibariyle kaim değeri(rayiç değeri) belirlenerek, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 05.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.