Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15939 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9897 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi.Aleyhine temyiz edilen davalılar gelmedi.Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra sonra işin daha derinlemesine incelenmesi ve bu konuda bir araştırma yapılması gerektiği heyetçe zorunlu görüldüğünden, Yargıtay Kanununun 24/1 ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 21/3 maddeleri uyarınca görüşmenin 05.12.2014 günü saat 14.00’e bırakılması uygun görüldü. Belirli gün ve saatte dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; ... eski... ada ... parsel nolu taşınmazın müvekkili adına kayıtlı iken 2003 yılında yapılan imar uygulaması ile taşınmazın parsellere bölündüğü, müvekkili adına bir kısım parsellerın kayıt altına alındığını, bir kısım alanın da yeşil alan olarak kamuya bırakıldığı, yeşil alan olarak ayrılan bu kısımda imar uygulamasından evvel ruhsatlı restaurant bulunduğunu, restaurantın davalı ... tarafından diğer davalıya tahsis edildiği ve davalı ... tarafından işletilmeye başlandığ??,... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/36 D. iş dosyasında, restaurantın ve diğer müştemilatın değerinin 55.000 TL olarak tespit edildiğini, restaurantın bulunduğu alanın davalı ... tarafından diğer davalıya yasal olmayan şekilde tahsisi ile davalıların sebepsiz zenginleştilkerini ve gelir elde ettiklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bina ve müştemilat bedeli 55.000 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili dilekçesinde özetle, davacının 18 maddesine karşı Muğla İdare Mahkemesinin 2003/502 Esasına kayıtlı iptal istemli dava açtığını, davanın reddine karar verildiği, kararın temyiz incelemesi sonucu kesinleştiğini, davacının sebepsiz iktisap ve haksız hükümlerine göre iş bu davayı açtığını, davacının 18. maddesi uygulamasına ilişkin itirazın 15.02.2008 tarihinde kesinleştiği, bu tarihten itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek, öncelikle dava süresi içerisinde açılmadığından zamanaşımı itirazında bulunmuş, davanın esası yönünden de reddini talep etmiştir. Davalı ... vekili dilekçesinde özetle; davanın süresi içerisinde açılmadığı, bu nedenle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müvekkilinin taşınmazda kiracı olduğunu, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, davanıın esası yönünden de reddini talep etmiştir.Mahkemece; ''...davacının dava ettiği restaurantın bulunduğu... ada ... parseli kapsayan alanda 3194 sayılı kanunun 18. maddesine göre yapılan imar uygulamasına karşı davacı tarafından Muğla İdare Mahkemesine iptal davası açıldığı, davanın reddine karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden sonra Danıştay 6.Dairesinin 15.02.2008 tarihli onama kararı ile kesinleştiği ve kararın 17.09.2008 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği görülmüştür. B.K. md. 66'ya göre: “iade alacaklısının geri alma hakkının varlığını öğrenmesinden itibaren 1 yıl ve herhalde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren 10 yıl sonra nedensiz zenginleşmeden doğan iade istemi zamanaşımına uğrar.” Bir yıllık sürenin başlaması için, iade alacaklısının kendisi aleyhine zenginleşen kişiyi ve zenginleşmenin kapsamını ( nedensiz olarak uğranılan malvarlığı azalmasını ) bilmesi aranmalıdır. BK md. 66'ya göre bir yıllık zamanaşımı süresinin davacının imar uygulamasına karşı açtığı iptal davasında verilen kararının tebliğ tarihi olan 17.09.2008 tarihinde başladığı, sebepsiz zenginleşme nedeniyle açılan davada zamanaşımı süresinin bir yıllık süreye tabi olduğu, davalı idare vekili süresinde zamanaşımı itirazında bulunduğu ve dava tarihine kadar bu süre geçtiği...'' gerekçesi ile davanın davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.İmar uygulaması sonucunda, imar parsellerine giden kadastral parsel üzerinde bulunan muhtesatların başka şahıslara ait imar parselinde kalması durumunda bu parsel sahiplerince bedelleri yapı sahibine ödenmedikçe ve aralarında başka bir anlaşma temin edilmedikçe veya şuyuu giderilmedikçe eski mal sahiplerince kullanılmaya devam olunacağı; ayrıca bu imar uygulamasında parselin kamu hizmetlerine ayrılan bölümü varsa bu yere isabet eden muhtesatların belediye veya valilikçe kamulaştırılmadıkça yıktırılamayacağı 3194 sayılı Kanunun 18. maddesinin 9. ve 10. fıkralarının amir hükmüdür.Bu nedenle zemine bağlı olan ve bu özelliği nedeniyle ayni hak niteliğinde bulunan muhtesatların yukarıdaki hükümle uyarınca bedellerinin ödenmesi için herhangi bir zamanaşımı söz konusu değildir. Kamuya ait olan yerler ilgili idarece kamulaştırılarak şahsa ait yerdeki muhtesatların ya bedeli sahiplerine ödenecek veya istifadesine engel olunmayacaktır.( Yargıtay 5. H.D. 26.03.2012 gün ve 2011/21034 E. 2012/5781 K.)Hal böyle olunca; mahkemece işin esasına girilerek, taraf delillerinin usulüne uygun biçimde toplanması suretiyle, sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yanılgılı değerlendirme sonucu, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.12 .2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.