MAHKEMESİ : ÖDEMİŞ 1.ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 16/07/2013NUMARASI : 2012/534-2013/409Taraflar arasında görülen ziynet eşyası alacağı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 2002 yılında evlendiklerini, Ödemiş 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.07.2012 tarihinde kesinleşen ilamı ile boşandıklarını, davalının evliliğin ilk yıllarından itibaren davacıya şiddet uyguladığını, en son 23.07.2007 tarihinde davalının saldırısı sonucu davacının yaralandığını, olay sonrası davacının hastaneye götürüldüğünü ve bu şekilde müşterek konutu terkederek babası evine sığındığını, hiç bir ziynet eşyasını alamadığını, davalının Ödemiş Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda cezalandırılmasına karar verildiğini, davacıya düğünde ve nişanda takılan ziynet eşyalarının tamamının davalıda kaldığını,Ödemiş 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/49 D. iş. Sayılı dosyasından yapılan eşya tespiti sırasında ziynet eşyalarının mevcut olmadığını belirterek, 20 adet adana burması bilezik, altın halatın ucunda beşi bir yerde reşat, 22 ayar set takımı (küpe, bilezik, gerdanlık), bütün yüzük ve bütün küpe, 3 tanesi taşlı 2 tanesi düz olmak üzere 5 adet yüzük ve nişanda takılan bileklikten ibaret ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; müşterek haneyi terkederken davacının tüm ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü, evde bulunan 1.500 TL nakit parayı da götürdüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile 4.000 TL ziynet eşyası bedelinin davalıdan tahsili cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297.maddesi (HUMK.388.md), hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, ziynet eşyaların bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ziynet eşyaları nitelikleri gereği piyasadan aynen temini mümkün olan yani misli eşya olduklarından aynen iadesi her zaman mümkün olabilecek türden eşyalardır. Bu nedenle mahkemece talep olmasına rağmen aynen iadeye hükmedilmeksizin sadece bedele hükmedilmesi doğru değildir. Mahkemece ziynet eşyalarının aynen iadesine (ayar, adet ve gramları ile birlikte hükümde tek tek belirtilerek) olmadığı takdirde bilirkişi tarafından belirlenen miktarın hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken, sadece bedele ilişkin hüküm kurularak davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılmasının (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilerek ve ayrıca HUMK 388 ve HMK 297 maddesine aykırı infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.Bundan ayrı; mahkemece alınan bilirkişi raporunda dava konusu ziynet eşyası bedelinin 40.095 TL olduğu belirtilmiş, davacı vekili bilirkişi raporu sonrasında ibraz etmiş olduğu 16.05.2013 tarihli dilekçesinde "...Aynen teslimi talep edilen tüm ziynet eşyalarının harca esas bedeli olarak belirtilen 40.095 TL'sına harcın ikmali gerekmektedir, hesaplanacak harcı yatırmaya hazırız.'' şeklinde beyanda bulunmasına rağmen, mahkemece, davacı vekiline bu yönde usulüne uygun bir mehil verilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi de usul ve yasaya uygun görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.Bozma nedenine göre; diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.