Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15916 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20169 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : İSKENDERUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/04/2013NUMARASI : 2011/295-2013/134Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait meskende 19.01.2011 tarihinde yangın çıktığını, müvekkilinin hasar tespiti yaptırdığını, İskenderun 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/14 Değişik İş dosyasında bilgisine başvurulan elektrik mühendisinin, yangının elektrik şebekesindeki ani kesintilerin tekrarlamasından kaynaklandığını bildirdiğini, yangın nedeniyle müvekkilinin toplam zararının 13.300,00 TL olduğunun tespit edildiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı tutup, 13.300,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin 36.000 volt ve üzerindeki elektrik enerjisinin iletimini sağlamakla görevli olduğunu, orta gerilim veya alçak gerilim seviyesinde her hangi bir elektrik tüketicisiyle hukuki bir ilişki içinde olamayacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davalının her hangi bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; evde çıkan yangın nedeniyle oluşan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.Temyize konu öncelikli uyuşmazlık; davaya "Asliye Hukuk Mahkemesi"nde bakılmasının doğru olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; yangının çıktığı yerin mesken olduğu, davacı ile ................ arasında 13.10.2011 tarihinde akdedilen abonelik sözleşmesinin dosya içine aldığı ancak yangın tarihi itibariyle davacının elektrik abonesi olup olmadığına dair her hangi bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3. maddesinde tüketici; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan kişi olarak tanımlanmış olup, aynı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanmasıyla ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Mahkemelerin görevli olup olmadıklarını, davanın başında kendiliğinden incelemesi ve görevsiz olunduğu kanısına varılması halinde öncelikle görevsizlik kararı vermesi gerekir. Çünkü, hükmü veren mahkemenin görevsiz olması, mutlak bozma sebebidir. Hal böyle olunca mahkemece, yangın tarihi itibariyle davacının elektrik abonesi olup olmadığı araştırılarak, abone olduğunun belirlenmesi halinde, davaya konu olayın 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığı ve aynı yasanın 23. maddesi gereğince davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, o yerde ayrı bir Tüketici Mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, yok ise davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.Bozma nedenine göre, davacı vekilin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.