MAHKEMESİ : KAHRAMANMARAŞ 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/09/2014NUMARASI : 2014/397-2014/462Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı noterlikte tanzim edilen satış sözleşmesiyle araç satın aldığını, aracın çalıntı olduğunun tespiti üzerine, aracın gerçek malike teslim edildiğini, müvekkilinin, davalı noterin özen ve dikkat yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle zarara uğradığını, zararın giderilmesi için defalarca davalı noterle görüşüldüğünü, olumlu-olumsuz bir dönüş yapılmadığı için eldeki tazminat davasının açıldığını belirterek; 30.000,00 TL maddi tazminat ile 3.000,00 TL yoksun kalınan kar bedelinin, araç satış sözleşmesinin yapıldığı 01.03.2011 tarihinden itibaren işlemeye başlayacak faiziyle birlikte, davalı noterden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.M. D. vekili cevap dilekçesinde; davanın K.. N.. aleyhine açıldığını, işlemin yapıldığı tarihte müvekkilinin Kahramanmaraş .............olarak görev yaptığını, noterlik makamının tüzel kişiliğinin bulunmadığını, müvekkiline geçerli bir tebligat yapılmamasına rağmen eski çalışanlarının bilgi vermesi üzerine huzurdaki davadan haberdar olunduğunu, müvekkilinin, yasa ve genelgelere uygun şekilde işlem yapıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; K.. N..'nin tüzel kişiliğinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; noterde yapılan araç satış sözleşmesiyle satın alınan aracın, çalıntı olduğunun ortaya çıkması nedeniyle, alıcının uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir.Temyize konu uyuşmazlık; noterlik aleyhine açılmış olan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinin yasal olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı dava dilekçesinde; noterin özen ve dikkat yükümlülüğünü yerine getirmemesinden dolayı uğradığı zararın, noterden tahsilini talep etmiş ancak dava dilekçesinin başlığında davalı olarak noterliği göstermiştir. Buna rağmen davaya konu satış işlemini yapan noter, dosyaya cevap dilekçesi sunmuştur.Bu bağlamda davacının gerçek amacının, zarara uğramasına neden olan araç satış işlemini yapan notere karşı dava açmak olduğu ancak temsilcide hata yaptığı açıktır.Temsilcide yanılmanın hukuki yaptırımı, davanın reddi değildir. Temsilci de yanılma halinde, gerçek temsilci belirlenip, dava dilekçesi ona tebliğ edilerek, yargılamaya devam edilmesi zorunludur. Buna göre verilecek ara kararla, davanın doğru hasma yöneltilmesi için davacıya imkan sağlanması gerekir. Hal böyle olunca mahkemece; temsilcide hata sonucu tüzel kişiliği bulunmayan noterliğe husumet yöneltilerek açılan davada, gerçek temsilci durumundaki notere davanın yöneltilmesinin sağlanması; notere, dava dilekçesi ve duruşma günü bildirir tebliğ yapılarak, savunma hakkının tanınması, hasıl olacak sonucu göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.