MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVALILAR : 1- ... VEK.AV...., 2 - ...Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların murisi olan .... tarafından 10.01.2013 tarihinde noterde düzenlenen vasiyetname ile, muris adına kayıtlı olan .... 5591 ada 11 parselde bulunan binadaki 2.kat, 22 nolu bağımsız bölüm numaralı mesken ile .... 403 ada 10 parsel sayılı tarla vasfındaki taşınmazın davalıya vasiyet edildiğini ancak davalıların, murisin akıl zayıflığından yararlanmak ve murisi de ikna etmek suretiyle diğer mirasçı olan davacıdan mal kaçırmak maksadıyla dava konusu taşınmazlardan 5591 ada 11 parselde bulunan binadaki 2.kat, 22 nolu bağımsız bölüm numaralı meskeni davalı ... adına tapuda devir ve temlik ettiklerini, dava konusu 5591 ada 11 parselde bulunan binadaki 2.kat, 22 nolu bağımsız bölüm numaralı taşınmazla ilgili.... Mahkemesinin 2006/408 esas sayılı muvazaa nedeni ile tapu iptali ve tescil davasının devam ettiğini, vasiyetnamenin geçerli olması halinde davacının mirastan tamamen mahrum kalacağını belirterek, kandırma ve muvazaaya dayalı vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili; dava konusu taşınmazlardan 5591 ada 11 parselde bulunan binadaki 2.kat, 22 nolu bağımsız bölüm numaralı meskenin davalı ... adına tapuda devir ve temlik işleminde muvazaanın söz konusu olmayıp, murisin sağlık durumunun.... verilen resmi sağlık raporu ile saptandığından murisin ehliyetsiz olduğunun iddia edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; dava dilekçesinde sadece vasiyetnamenin iptali talebinde bulunulduğu, tenkis talebinde bulunulmadığı, dava konusu vasiyetnamenin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 557. Maddesinde belirtilen şartlara uygun olarak yapıldığı gerekçesiyle, vasiyetname lehdarı olan davalı ... aleyhine açılan davanın yasal şartlar oluşmadığından, davalı ... aleyhine açılan vasiyetnamenin iptali talebini içerir davanın ise husumet yönüyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir....1- İptal yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme ve değerlendirme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim Medeni Kanununun "fiil ehliyetine sahip olan kimse kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir" biçimindeki 9.madde hükmüyle hak elde edebilmesi, borç (yükümlülük) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlanmış; 10.maddesinde de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin (reşit) olmayı kabul ederek "ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır" hükmünü getirmiştir. "Ayırtım gücü eylem ve işlev ehliyeti olarak da tarif edilerek, 13.maddesinde "yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir" denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca; ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir. Önemlerinden dolayı bu ilkeler söz konusu yasa ile öteki yasaların çeşitli hükümlerinde yer almışlardır. Hemen belirtmek gerekir ki, Medeni Kanununun 15.maddesinde de ifade edildiği üzere ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmama nedeniyle kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere yapacağı işlemlere sonuç bağlanamaz. Yukarıda sözü edilen ilkelerin yasa maddelerinin ışığı altında olaya yaklaşıldığında; bir kimsenin ehliyetinin tespitinin şahıs ve mamelek hukuku bakımdan doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar. Bu durumda tarafların gösterecekleri tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu, somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta müşade kağıtları film grafilerinin eksiksiz getirilmesi zorunludur. Bunun yanında her ne kadar HMK.nun 282.maddesinde (HUMK. 286.maddelerinde) belirtildiği gibi bilirkişilerin "rey ve mütealası" hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, akıl zayıflığı gibi psikolojik nedenlerin belirlenmesi çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir. Ne var ki, ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması, kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan özellikle.... rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen Medeni Kanununun 409/2 maddesi akıl hastalığı ve akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür. Vasiyetname yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip olmak gerekir.Ehliyetsiz kişilerin yaptığı vasiyetnameler kendiliğinden batıl olmaz. O halde mahkemece; murisin vasiyetname düzenlendiği tarihte alkolik olduğu ve akıl sağlığının yerinde olmadığı ileri sürüldüğüne göre, vasiyetnamenin düzenlendiği sırada ve öncesinde sağlık kurumlarında (hastanelerde vs.) tedavi görüp görmediği, tedavi görmüş ise nerelerde tedavi gördüğü hasta bakım, müşahade tedavi evrakları ilgili yerlerden getirtilerek, tüm deliller toplanıp... tasarruf (hukuki işlem) ehliyetine ilişkin rapor alınıp, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. 2-Tenkise yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;... -3- TMK 560.maddesinde; saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler. Tenkis davası, iptal davası ile birlikte açılabileceği gibi ayrıca sadece tenkis davası olarak da açılabilir. Vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasında da tenkis def'i olarak da ileri sürülebilir. İptal davası ile birlikte tenkiste talep edilmiş ise, vasiyetnamenin iptali şartları oluşmamış ise iptal davası reddedilir, tenkis şartları var ise tenkise karar verilir. HMK'nun 33. maddesi uyarınca, dayanılan olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ise hakime aittir. Dava dilekçesinde, vasiyetnamenin geçerli olması halinde tüm taşınmazların davalı tarafa kalıp kendisinin mirastan tamamen mahrum kalacağı belirtilerek işlemin iptali istenmiş olduğuna göre; tenkise ilişkin talebin de bulunduğu gözönünde bulundurulmak suretiyle karar verilmesi gerekmektedir. O halde, mahkemece; TMK'nun tenkise ilişkin hükümleri doğrultusunda ayrıca inceleme ve araştırma yapılarak sonucu doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.