MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesi ile; davalı şirketin elektrik abonesi olduğunu belirterek, kullandığı elektrik bedeline ilişkin tanzim olunan faturanın ve sonrasında yapılan taksitlendirmelerin ödenmemesi üzerine başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.Mahkemece; davalı şirketin tüzel kişiliğinin başka bir şirketin devralması neticesinde 31/05/2006 tarihinde sona erdiği, dava tarihi itibariyle tüzel kişiliğinin bulunmadığı, davanın şirketi devralan yeni şirkete açılması gerekirken, davalı aleyhine açılması yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosya arasında bulunan İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden gelen 20.12.2012 tarihli cevabi yazıya bakıldığında; davalı .... Gayrimenkul ve Turizm Ticaret Anonim Şirketi'nin son tescilini 31.05.2006 tarihinde yaptırdığı, şirketin tasfiyesiz infisahının 31.05.2006 tarihinde tescil olduğu, sicil kaydının terkin olduğu, devir alan şirketin Universal ... Turizm Eğitim Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi olduğu ve son tescilini 18.07.2012 tarihinde yaptığının belirtildiği görülmektedir.Bunun yanında davaya konu olan Bakırköy 4. İcra Dairesinin 2010/15669 sayılı dosyasına bakıldığında; takip tarihinin 13.07.2010 olduğu, ödeme emrinin davalı şirket çalışanına tebliğ edildiği ve davalı şirket vekilinin 22.10.2010 havale tarihli dilekçe ile takibe itiraz ettiği anlaşılmaktadır. İtiraz dilekçesine ekli olan vekaletname incelendiğinde; davalı vekiline, davalı şirketi temsilen Osman Yaprak isimli şahsın vekalet verdiği, davalı şirketin ticaret sicil dosyasına göre de bu şahsın 27.05.1999 tarihli yönetim kurulu kararı ile şirketi temsile yetkili kılındığı görülmektedir.Dosya arasında bulunan 05.06.2006 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde ise davalı ... Gayrimenkul ve Turizm Ticaret Anonim Şirketi'nin, Universal ... Turizm Eğitim Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından tüm aktif ve pasifiyle devir alınmasına ilişkin BİRLEŞME kararı ilan edilmiş ve sicil kaydı 20.03.2005 tarihi itibariyle terkin edildiği tescil ve ilan edilmiştir.Öncelikle uyuşmazlığın çözümüne etkili hukuki müesseselerin açıklanmasında yarar vardır:6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 146. maddesinde şirketlerin birleşmesi düzenlenmiştir. Söz konusu maddede Birleşme; “İki veya daha fazla ticaret şirketinin birbirleriyle birleşerek yeni bir ticaret şirketi kurmalarından veya bir yahut daha fazla ticaret şirketinin mevcut diğer bir ticaret şirketine iltihak etmesinden ibarettir” şeklinde tarif edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise çeşitli ticaret şirketlerine ait özel hükümler saklı kalmak şartıyla birleşme hakkında devamı maddelerdeki hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir.Bu maddeler içerisinde yer alan TTK’nun 151. maddesinde de “Külli Halefiyet” başlığı altında, ortadan kalkan şirketlerin hak ve borçları ile ilgili düzenleme yapılmış; birleşme muamelesi kesinleştikten sonra kalan yahut yeni kurulan şirketin ortadan kalkan şirketlerin yerine geçeceği, bunların bütün hak ve borçlarının kalan veya yeni kurulan şirkete intikal edeceği, düzenleme altına alınmıştır 818 sayılı Borçlar Kanunu(BK)’nun 180. maddede ise “bir işletmenin diğeriyle birleşmesi ve şeklini değiştirmesi” başlığı altında, bir işletme diğer bir işletme ile aktif veya pasiflerinin karşılıklı olarak devralınması suretiyle birleştirilirse, her iki işletmenin alacaklıları bir mamelekin devralınmasından doğan hakları haiz olup bütün alacaklarını yeni işletmeden alabilecekleri hüküm altına alınmıştır.TTK’nun 146/2. maddesinde çeşitli ticaret şirketlerine ait hususi hükümler mahfuz bırakıldığına göre dava ile ilgili şirketlerin anonim şirket olması nedeniyle, anonim şirketlere ait hükümlerin de dikkate alınması gereklidir. Anonim şirketin kanunda ya da ana sözleşmesinde yer alan nedenlerin ortaya çıkması ile kendiliğinden son bulması infisah olarak adlandırılırken, fesih ise kanunda ve ana sözleşmede yer alan nedenlerin ortaya çıkması durumunda ilgililerin isteğiyle sona ermenin bir kararla meydana gelmesidir. Anonim şirketlerin infisah ve tasfiyesinin düzenlendiği 7 kısım (C) başlığında “tasfiyesiz infisah” hâlleri düzenlenmiş, birleşme ve bir amme hükmü şahsiyeti tarafından devralınma hâllerinin tasfiyesiz infisah hâllerinden olduğu belirlendikten sonra; birleşme çeşitleri olarak da devralınma, yeni şirket kurulması ve sermayesi paylara bölünmüş bir komandit şirket tarafından devralınma hâlleri olarak belirlenmiştir.Anonim şirketler ile ilgili düzenlemelerin yapıldığı kısımda halefiyet ile ilgili herhangi bir düzenlenme bulunmadığı için, genel hükümlerde yer alan halefiyet ile ilgili TTK’nun 151. maddesinin dikkat alınması gereklidir .Bunun yanında, davanın bir tarafını teşkil eden bir ticaret şirketi başka bir şirket ile birleşirse yeni kurulan şirket (TTK m.151), taraf ticaret şirketin nevi değiştirilirse yeni neve çevrilen şirket (TTK m.152) veya taraf ticaret şirketi başka bir şirket tarafından devralınırsa devir alınan şirket, birleşme, nevi değiştirme veya devir ile tüzel kişiliği sona eren şirketin davadaki yerini alacaktır ve tüzel kişiliğin sona ermesinden sonra açılan davada veya icra takibinde devralan şirketi davalı veya borçlu olarak gösterilmesi gerekecektir. Türk Ticaret Kanunu 151. maddesi uyarınca, kanuni halef olan şirketin, tüzel kişiliği son bulan tüzel kişinin yerini alması ile yeni şirkete karşı davaya devam olunacaktır .O halde, mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar ve kanun hükümleri ışığında, birleşme sebebiyle husumetin devir alan Universal ... Turizm Eğitim Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'ne yöneltilerek davaya devamla davalının delilleri toplanıp bu şirket hakkında hüküm kurulması gerekirken, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.