MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin hazineye ait olan.... parseli imar ihya ederek, üzerinde nar bahçesi yetiştirdiğini, taşınmaza çok uzun zamandır zilyet olduğunu ve ecrimisil bedellerini ödediğini, davalının bu durumu bilerek, 2009 yılında ...taşınmazı satın aldığını böylece davacı aleyhine zenginleştiğini iddia ederek, 10.000 TL muhtesat bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; zamanaşımı def'ini ileri sürmüş, esasa ilişkin de davaya konu taşınmazın ihale şartnamesinde nar bahçesi olarak içinde bulunan ağaçlarla birlikte kendisine ihale edildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile 83.000 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda; dava konusu taşınmazın Hazine adına tapuda kayıtlı olduğu ve davacının ecrimisil ödemek suretiyle tasarrufta bulunduğu, taşınmaz ihale edilirken ihale şartnamesinde üzerinde bulunan nar ağaçlarının davacıya ait olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, kendisine ait olmadığını bildiği bir taşınmazda ağaç yetiştiren davacı iyiniyetli kabul edilemez. Davalı TMK.nun 722-729 maddeleri uyarınca asgari levazım bedelinden sorumludur.Gerek öğreti ve gerekse uygulamada asgari levazım değerinin, tüm malzemenin işçilik ve bakım giderlerinin gözetilmeksizin, piyasadaki en düşük değerlerinden, yapım ve dikim yılı veya yıllarına göre yıpranma payı düşüldükten sonra elde edilecek miktar şeklinde hesaplanacağı da benimsenmiş bulunmaktadır. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda, asgari levazım değerine ilişkin bir tesbit olmadığı gibi, taşınmazların ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkı sebepsiz zenginleşmeye ilişkin olarak saptaması da yeterli değildir. Mahkemece yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir..... -2-Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.