Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15834 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19771 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : MUĞLA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/06/2014NUMARASI : 2013/554-2014/348Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile eski eşi borçlu arasında 03.11.2010 tarihinde adi ortaklığın sona erdirilmesi ve sonuçları ile ilgili olarak bir protokol hazırlandığını, protokolün 3. ve 4. maddelerinde 31.12.2010 tarihine kadar doğmuş ve doğacak Bağkur-SGK borçlarının borçlu tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bu protokol çerçevesinde borçlunun müvekkiline teminat senedi verdiğini, belirtilen taksitlerin ödenmemesi halinde senedin muaccel olacağı hükmünün koyulduğunu, müvekkiline bu borçların ödenmediğine dair kurumlardan yazıların gelmeye başladığını, bu ortaklıkla ilgili olarak SGK'dan alınan yazıda da 01.10.2011 tarihi öncesi borçlunun bu ortaklığa ait 56.856,43 TL borcu bulunduğu, vergi dairesinin de yazısında 23.653,53 TL toplam borcun hesaplandığını, borçlunun taahhütlerini yerine getirmediği anlaşıldığından ve protokol gereği muaccel olan senetle icra takibine geçmek durumunda kaldıklarını beyanla davalı borçlunun ilgi teminat senedinin tahsiline yönelik Muğla 1. İcra Müdürlüğünün 2013/4279 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; müvekkili ile davacının ortaklıkları sonucunda oluşan Vergi Dairesi, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Bağkur'a olan borçlar konusunda, müvekkili tarafından taksitlendirme yapılmış olmasına rağmen, müvekkilinin o dönemde içine düştüğü ekonomik sıkıntı nedeniyle taksitlerini zamanında ödeyemediğini; daha sonra, bu borçlarla ilgili bir kısım meblağın Vergi Dairesi, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Bağkur'a müvekkili tarafından yatırıldığını, davaya konu ve davacıya teminat olarak müvekkili tarafından verilen senet miktarının tahsil edilmesi durumunda, müvekkili hem kurumlara olan borçları üstlenmiş olacak, hemde bu borçlar nedeni ile teminat olarak verilen senedi tahsil ederek haksız zenginleşmesine neden olacağından; açılan davanın reddini talep istemiştir.Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan adi ortaklığın sona erdirilmesine dair protokol çerçevesinde davacıya verilen teminat senedine yönelik takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı alacaklı ile davalı borçlu arasında 03.11.2010 tarihinde adi ortaklığın sona erdirilmesi ve sonuçları ile ilgili olarak bir protokol hazırlandığı, protokolün 3. ve 4. maddelerinde 31.12.2010 tarihine kadar doğmuş ve doğacak Bağkur-SGK borçlarının borçlu tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığı, bu protokol çerçevesinde davalı borçlunun davacı eski eşine teminat senedi verdiğini, belirtilen taksitlerin ödenmemesi halinde senedin muaccel olacağı hükmünün konulduğu görülmüştür.Her ne kadar, mahkemece; davalının taraflar arasında imzalanan ve kabul edilen protokole uymadığı, bu sebeple verilen senedin tahsili gerektiğinden davanın kabulüne karar verilmişse de; yargılama sürecinde SGK, Bağkur ve Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevaplarından davalının SGK, Bağkur ve Vergi Dairesine olan bir kısım borçlarını ödediği anlaşılmakla; sözkonusu ödemelere ilişkin herhangi bir inceleme yapılmadığı, davalı vekilinin davaya konu ve davacıya teminat olarak müvekkili tarafından verilen senet miktarının tahsil edilmesi durumunda, müvekkilinin hem kurumlara olan borçları üstlenmiş olacağı, hem de bu borçlar nedeni ile teminat olarak verilen senedi tahsil ederek davacının haksız zenginleşmesine neden olacağına dair beyanları dikkate alınmamıştır.Bu nedenle, davalının ilgili kurumlara yazılan müzekkere cevaplarıyla teyit bulan bir kısım ödemelerin takip sonrası davalı tarafından yapıldığı yönündeki açıklamaları doğrultusunda HMK 266 v.d maddeleri uyarınca dosyanın alanında uzman bilirkişiye tevdiyle, senet borçlusu davalının protokolde belirtilen, SGK, Bağkur ve Vergi Dairesine yapmış olduğu ödeme miktarının taraf ve Yargıtay denetimine elverişli, alanında uzman bilirkişi raporuyla tespiti, tespit edilen bu miktarın takibe konulan senet bedelinden düşülmek suretiyle davanın kalan kısım yönünden kabulü gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.