Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15816 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7292 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/02/2014NUMARASI : 2013/379-2014/66Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesi ile; davaya konu işyerinde su abonesi olan davalının ödemediği su bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davalının davaya konu işyerini 06.06.1995 tarihinde devrettiğini, bu tarihten beri burada başka bir şirketin işletmecilik yaptığını, ayrıca borç döneminin başladığı 2002 yılından beri borç ödenmedi ise suyun kesilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; Alınan bilirkişi raporu nazara alınarak davanın kısmen kabulü ile, davalının 6.605,20 TL asıl alacak 5.432,22 TL faize yapmış olduğu itirazın iptaline, 6.605,20 TL'nin % 40'ı oranındaki tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;Taraflar arasındaki uyuşmazlık; 2002 yılı 1. ay ila 2005 yılı 6. ay arasındaki (35) adet su tüketimine esas faturalı borç ödenmemesine rağmen suyun kesilmemesinin davacı açısından müterafik kusur oluşturup oluşturmayacağı, varılacak sonuca göre de müterafik kusur nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden davacı aleyhine indirim yapılıp yapılmayacağı, ayrıca aboneliği iptal ettirmeyen davalının borçtan sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abonede müteselsilen sorumludur.Suyun kesilip kesilmemesi açısından mezvuata göz atacak olursak;Adana Büyükşehir Belediyesi Tarifeler Yönetmeliğinin “Suyun Kapanması” başlıklı 52. maddesine göre “a-Borcunu ödemeyen abonelerin suları kapatılır. B-Su kapanmasına rağmen borç ödenmez ise ve su kapama tarihinden üç dönem sonra borç tahsil edilemez ise sözleşme iptal edilir. Borç kanunî yollardan tahsil edilir. ”Hükmü yer almaktadır.Somut olayda; davalı, davacının su abonesidir. Davacı kurum abone olan davalı hakkında su tüketimine esas (35) adet fatura bedeli ödenmediğinden 04.10.2005 tarihinde 6.605,20 TL asıl alacak, 16,52 TL açma kapama, 5.432,22 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 12.953,94 TL üzerinden icra takibi başlatmıştır. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu nazara alınarak davanın kısmen kabulü ile, davalının 6.605,20 TL asıl alacak 5.432,22 TL faize yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmiştir.Davalı aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak su bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte davacı kuruma karşı müteselsilen sorumludur. Davacı kurum tarafından her ne kadar 16.07.2003 tarihinde davalının borcu nedeniyle su kapama tutanağı tutulsa da akabinde suyun tekrar kullanılmaya devam edilmesi ve bu tarihten sonra yine 22 adet fatura borçları ödenmemesine rağmen kesilmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etmektedir. Ancak bu kusur tüketilen su bedelinin aslından davalının berâatını gerektirmeyeceği gibi tüketim bedeli olan ana borçtan hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davalının (normal tüketim bedeli dışında) gecikme zammı veya işleyecek yasal faizden kusur oranında indirim (%50) gerektirir. Aksine düşünce davalının sebepsiz zenginleşmesine yol açar.Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler de nazara alınarak, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında bir bilirkişiye tevdi olunarak, dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan su tarifesinin ilgili hükümleri ve (dosyaya mübrez) taraflar arasında imzalanan su satışına ilişkin sözleşme uyarınca; davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükârda sorumlu olduğu, Yönetmelik ve sözleşme gereğince suyun kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi bu tarihe kadar olan ana borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davacı açısından suyun kesilmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bununda ancak davalı için gecikme zammı veya faizden indirim (%50) sağlayacağı nazara alınarak yeniden rapor alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.